Translation of "Humana" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Humana" in a sentence and their turkish translations:

Prejudicial à saúde humana

ki bu da insan sağlığına zararlıdır

Três quartos da água humana

İnsanın dörtte üçü su

Eles formaram uma corrente humana.

Onlar bir insan zinciri oluşturdular.

A vida humana é sagrada.

İnsan hayatı kutsaldır.

Ela é uma enciclopédia humana.

O yaşayan bir ansiklopedi.

Quando acabará a avareza humana?

İnsanın açgözlülüğü ne zaman son bulacak?

Evento que reescreve a história humana

insanlık tarihini yeniden yazdıran olay

E reescreve completamente a história humana

ve tamamen insanlık tarihini yeniden yazdırıyor

A compaixão é uma emoção humana.

Sempati insani bir duygudur.

A hiena imita a voz humana.

Sırtlan insan sesi taklit eder.

A estupidez humana é sem limites.

İnsan aptallığı sınırsızdır.

Os papagaios imitam a fala humana.

Bir papağan insan konuşmasını taklit edebilir.

A voz humana é produzida pela laringe.

İnsan sesi gırtlak tarafından üretilir.

Seu tio aprovou o desenvolvimento da clonagem humana.

Amcası insan klonlama gelişimini onayladı.

A lei nasce do desespero da natureza humana.

Hukuk, insan doğasının çaresizliğinden doğar.

A caçada humana continuou por toda a noite.

İnsan avı gece boyunca devam etti.

Qual é o preço de uma vida humana?

İnsan hayatının değeri ne kadardır?

História humana começou a ser reescrita com este evento

insanlık tarihi bu olayla yeniden yazılmaya başlandı

Novamente, as formigas têm outra característica semelhante à humana

yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var

O mistério da vida está além da compreensão humana.

Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.

As bombas atômicas são um perigo à raça humana.

Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.

A avareza humana ameaça a existência de muitas espécies.

İnsan açgözlülüğü birçok türün varlığını tehdit ediyor.

Produtos com OGM são perigosos para a vida humana.

GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.

Eu acredito firmemente que a imaginação humana é inesgotável.

İnsanın hayal gücünün sınırsız olduğuna güçlü bir şekilde inanıyorum.

Ar, assim como comida, é uma necessidade humana básica.

Hava, yemek gibi insanların temel ihtiyaçlarındandır.

Da delinquência humana, não sangrenta, em princípio, que se pode ambicionar.

insanlık suçu bu, ilk aşamada kan dökülmüyor.

Vista de longe, a rocha parece uma figura humana de cócoras.

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.

A linguagem tal qual nós a conhecemos é uma invenção humana.

Bildiğimiz anlamda dil, bir insan icadıdır.

Muitas pessoas têm curiosidade de saber qual é o gosto da carne humana.

Birçok kişinin, insan etinin tadının nasıl olduğuna dair bir merakı vardır

A religião é produto da fraqueza humana ou da limitação do conhecimento humano.

Din, insan zayıflığının veya insan bilgisinin sınırlılığının sonucudur.

Estes comprimentos de onda estão fora do espetro da visão humana e dos macacos.

Bunlar, insan ve maymunların görebildiği aralığın ötesindeki dalga boylarıdır.

Mas uma coisa que sabemos é que sabemos muito pouco sobre a história humana

fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir

A maior deficiência da raça humana é a nossa inabilidade de compreender a função exponencial.

İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.

A maior ameaça que os rinocerontes enfrentam é a ganância humana e a promessa de lucro.

Tüm gergedanlar için en büyük tehdit insanlığın açgözlülüğü ve büyük bir kâr vaadi.

Somente duas coisas são infinitas, o universo e a estupidez humana, e eu não tenho certeza quanto à primeira.

Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.

Porque é que um animal selvagem, na sua rotina, tiraria algum proveito de uma estranha criatura humana que o visita?

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

A NASA diz que já possui as informações suficientes para afirmar que uma visita humana ao planeta vermelho é exequível.

NASA kızıl gezegeni birinin ziyaret etmesinin uygun olduğunu kanıtlayan yeterli bilgilere sahip olduğunu belirtti.

O folclorista Jonathan Youn diz que a única coisa que pode ferir o centípede é uma arma banhada em saliva humana.

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.