Examples of using "Graça" in a sentence and their turkish translations:
Ne komik!
O ücretsiz mi?
Bunu ücretsiz yapacağım.
O ücretsiz.
Utandım.
Bedava çeviri yapmam.
Bu ücretsizdir.
Tekrar komik olmaya mı çalışıyorsun?
Bu komik değil! Kes şunu!
O ücretsizdir.
Bu gazete ücretsizdir.
Tom bedava aldı.
O bileti ücretsiz aldı.
Şakanın konusunu kaçırdım.
Ben bu kitabı boşuna aldım.
- Bunu neredeyse bedava aldım.
- Onu neredeyse bedavaya aldım.
- Onu neredeyse beleşe aldım.
Eğlenceli bile değil!
Her şey bedava.
Bir alana, bir bedava.
Bu ücretsiz.
O ücretsiz mi?
Burada su almak parasız değil.
Bu saati ücretsiz alabilirsin.
Ücretsiz mi?
İlk ay bedava,ilk ay bedavaya kullanıp aboneliğimizi sonlandırabiliyor muyuz?
Tom Boston'a ücretsiz bir gezi kazandı.
O cana yakın bir kız.
Şunu unutmayın,bir şeyi bedavaya alamazsınız.
Hiç komik değil.
- Bedavaya bir dil öğrenin.
- Beleşe bir dil öğrenin.
Bu biletle iki kişi ücretsiz girebilir.
Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.
Bu ücretsiz.
Parti bir fiyaskoydu.
Gençken birçok şeyi ücretsiz aldım.
Yalnız çalışmak hiç eğlenceli değil.
Ben Esperantoya ücretsiz çevirir yaparım.
Giriş ücreti 6 £ ama Pazar günleri ücretsiz.
Evde kalmak sıkıcıdır.
O kadar komik olan nedir?
- Özgürlük bedava değildir.
- Özgürlük bedelsiz değildir.
sözde ücretsiz olan gözlüğü, gerçekte bedavaya satmamakla suçlanıyor.
Ruslar asla gülümsemez.
Eğer kazak ve 150 dolarlık bir kaban almaya karar verirseniz, kazak bedava...
%20 indirimle fiyatlandırıldı. Kazak B ise tam fiyattan listelendi. Fakat bir tane alınırsa, birisi bedavaya geliyor.