Examples of using "Eis" in a sentence and their turkish translations:
Bu, erkek çocuktur.
Tokyo orada.
İşte lider!
- Asıl sorun şu ki.
- Sıkıntı şurada ki.
Bu büyük bir proje.
İşte birkaç neden.
İşte benim takımım.
Orada bir şey tamamen farklı.
İşte mektubun.
İşte benim resimlerimden biri.
- İşte Tatoeba.
- Burası Tatoeba.
Bu sorunu çözen soru bu.
İşte ihtiyacımız olan şeylerin bir listesi.
İşte sana göstermek için bir resim.
Hani çoğumuzun küfür ettiği
İşte geldik.
İçmek ya da içmemek - işte asıl soru bu.
İşte güvenilir bir insan.
Burada oturmamızın nedeni bu.
- Olmak ya da olmamak, soru budur.
- Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
- Bu bir kitap.
- Bu bir kitaptır.
Araba burada.
İşte birkaç örnek.
İşte dosya.
Onların bunu yapma nedeni budur.
İşte geldik!
- İşte e-posta adresim.
- İşte benim email adresim.
İşte, şimdi cümlen gelecek kuşaklara bırakıldı!
Hani derler ya Karun kadar zengin
İşte tanışmanı istediğim biri.
Geç gelmemin nedeni bu.
İşte aradığın harita.
İşte sık sık yemek yediğim restoran.
Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.
Mesele bundan sonra ne yapmamız gerektiğidir.
İşte onun bir resmi.
İşte pasaportum.
O bizim gezegen.
Bu yüzden evlenmiyorum.
O benim, Tatoeba'daki on bininci Esperanto cümlemdir.
İşte sizin için bir mektup.
Bazı gazilerin savaş hakkında konuşmak istememelerinin nedeni budur.
Bu, arıyor olduğum anahtardır.
İşte 1 Nisan tarihli faks mesajınıza verilen cevap.
Bu yüzden sana güveniyoruz.
Onun geç kalmasının sebebi odur.
İşte yazının kaba taslağı ama hatalar hala düzeltilmek zorundadır.
İşte almanı istediğim bir test.