Examples of using "Dando" in a sentence and their turkish translations:
Hat meşgul.
Onlar birbirleriyle iyi geçinirler.
Ben yürüyüş yapıyordum.
Tüylerimi ürpertiyorsun.
Sana bir seçme hakkı veriyoruz.
O bir yürüyüş yapıyor.
- Tom parti veriyor.
- Tom parti yapıyor.
Neden bunu bana veriyorsun?
doğum yapan bir kadın çizilmiş
Tom bebeğe banyo yaptırıyor.
Sana direkt bir emir veriyorum.
Artık çalışmalar meyve de veriyordu
Tom Mary ile yürüyüş yapıyor.
Tom, Mary'ye başka bir şans veriyor.
Bu, başımı ağrıtıyor.
Sana bir şans daha veriyorum.
O, bu gece bir parti veriyor.
Elinden geldiğince sıkı çabala.
Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.
Erkek kardeşimle yürüyüşe çıkıyordum.
Bazı sınıf arkadaşları benim ona çikolata verdiğimi gördü.
- Tom Avustralya'da neler yapıyor?
- Tom Avustralya'da ne âlemde?
"Size yardım edebilir miyim?" Hayır teşekkür ederim. Ben sadece etrafımı seyrediyorum."
doğum yapan kadın resmi ise oyma olarak çizilmiş
Köpek masanın etrafında yürüyor.
Bizim elma ağacı çiçek açıyor.
Yaşlı adam parkta yürüyüş yapıyor.
- Bu kendinize bir hediye veriyorsunuz gibi görünebilir.
- Bu kendine bir hediye veriyorsun gibi görünebilir.
Öylesine bakınıyoruz.
Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
O her şeyi örnek göstererek oldukça açık bir şekilde açıkladı.
Çok çalışıyorsun. Bir süre ağırdan al.
Elimden geleni yapıyorum.
Tom'un Mary'ye tavsiye vermesini istemiyorum.
Neden bana para veriyorsun? Bu normal değil.
Bizim yerimizde cuma akşamı bir parti veriyoruz.
Sen harika bir iş yaptığından dolayı biz sana daha fazla para veriyoruz.
O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.
Dünya etrafında bir tam tur attığını açıklıyordu
Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
şimdi herkes sosyal mesaj veriyor bir tanede ben vereyim o zaman
Bu akşam verdiğimiz parti için yiyecek ve içecekler almak zorundayım.
Tom ve Mary birbiriyle geçinmiyor.
İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.