Examples of using "Conversa" in a sentence and their turkish translations:
"Bu sohbet hiçbir zaman olmadı." - "Hangi sohbet?"
- Bu kadar konuşma yeter!
- Daha fazla sohbet yok!
O, çok konuşur.
- Onların konuşmaları devam etti.
- Sohbetlerine devam ettiler.
Tom ile konuş.
Konuşmamız gerek.
Konuşmamızı kaydettim.
Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
Bu konuşma bitti. Hoşça kal.
Biz konuşuyorken kesme.
Tom konuşmamızı kesti.
Tom kimseyle konuşmaz.
Bu konuşma kaydediliyor.
Daha çok iş ve daha az sohbet!
Tom konuşmaya devam etmek istemedi.
O konuşmanın konusunu değiştirdi.
Konuşmaya katılmadım.
Az önce bir konuşma yaptık.
Tom her gün benimle konuşur.
Bizim konuşmamız gerek, Tom.
Özel olarak konuşmamız gerek.
En sık hangi dilde sohbet edersin?
O konuşmayı sürdüremez.
Neden bu konuşmayı yapıyoruz?
- Bugünkü konuşma parayla ilgiliydi.
- Bugünkü sohbet para hakkındaydı.
- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
Ben sadece senin avukatınla konuştum.
Tom her gün Mary ile konuşur.
Baştan söylemek gerekirse, Marley ölmüştü.
Tom'la uzun bir görüşme yaptım.
Tom'la konuşayım.
Beyefendi ile dostça bir konuşma yaptık.
Tom artık benimle hiçbir şey konuşmuyor.
O artık benimle hiçbir şey hakkında konuşmuyor.
Seninle konuşmak istiyorum.
Konuşmamızı hapşırıkları böldü.
Tom Mary ile uzun bir konuşma yaptı.
Neden sohbete katılmıyorsun?
Tom John ve Mary'nin konuşmasına kulak misafiri oldu.
Bu öğleden sonra yaptığımız konuşmadan zevk aldım.
Ağlamayı bitir ve sonra konuşacağız.
Politika hakkında yaptığımız konuşmadan gerçekten hoşlandım.
Senin geleceğin hakkında ciddi bir konuşma yapalım.
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
Aşırı yüksek sesli müzik onların sohbetini böldü.
Tom'la iki çift laflamak istiyorum.
O Fransızca da konuşabilir.
Tom'la konuşmanız ne hakkındaydı?
Ebeveynlerinle hangi dili kullanırsın?
Ve konuşmanız uzadıkça yükselmeye devam eder.
O diğer kızlarla konuşursa kıskanırım.
Sohbetinizi bölmek istemedim.
Yaratılışçılık saçmalıktır.
Onun konuşmasında bahsettiği yere gittim.
Tom'un konuşmamıza kulak misafiri olmasını istemedim.
- Bu konuşmaya dışarıda devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bence bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bana kalırsa bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
Napolyon'un yenilgisinin Şubat ayı sonlarında herhangi bir konuşması vaktinden önce geldi.
Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.
Koç oyun başlamadan önce takımına moral verici bir konuşma yaptı.
Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
Babam benimle her zaman Fransızca konuşur ve annem benimle her zaman İngilizce konuşur.
- Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.
- Zaman zaman daha eğitimli bir insanla derin bir sohbet etmeyi seviyorum.
Ben oldukça iyi Arapça yazabilsem de, benim konuşma becerilerimin hala çok çalışmaya ihtiyacı var.
Eğer bir konuşma sırasında yabda sosyal bir ortamda uzun bir süre sessizsen, Amerikalılar seni konuşturmaya çalışacak.
Tom'la hala Fransızca olarak mı konuşuyorsun?
Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı
- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.