Examples of using "Ouvi" in a sentence and their turkish translations:
Onu duydum.
Onun şarkı söylediğini duydum.
Onu radyoda duydum.
Seni duyamıyorum.
Bir patlama duydum.
Yeterince dinledim.
Ben seni duymadım.
Üzgünüm, onu duymadım.
Birinin bağırdığını duydum.
Bu nedenle duydum.
Her sözü duydum.
Onun şarkı söylediğini duydum.
Ben müzik dinledim.
Onu duydum.
Dinlemedim.
Garip sesler duydum.
Onun şarkı söylediğini asla duymadım.
Affedersin! Seni duymadım.
Onu duyabiliyorum.
Ben asla öyle bir şey duymadım.
Onun dışarı çıktığını duydum.
Garip bir ses duydum.
Sizi doğru duydum mu?
- Ben bir şey duymadım.
- Hiçbir şey duymadım.
O hikayeyi çoktan duydum.
Bunu daha önce duydum.
Onu bugünkü haberlerde dinledim.
Soruyu duydum.
Ağladığını duydum.
Güldüğünü duydum.
Senin çığlık attığını duydum.
Bir çığlık duydum.
Bunu duyduğumda şaşkınlıktan dilim tutulmuştu.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
Neredeyse onu duyamıyorum.
Söylentiler duydum.
Onun bağırdığını duydum.
Affedersiniz, duymadım.
Bazı silah sesleri duydum.
Bu şakayı daha önce hiç duymadım.
Bir zamanlar o hikayeyi duydum.
Birinin kapıyı çarptığını duydum.
Onun İngilizce konuştuğunu asla duymadım.
Ben kapının açıldığını duymadım.
- Senin piyano çaldığını duyuyorum.
- Duyduğuma göre piyano çalıyormuşsun.
Hasta olduğunuzu duydum.
Yere bir şeyin düştüğünü duydum.
Ben aktörü hiç duymadım.
- Neredeyse onu duyamıyordum.
- Onu güçlükle duyabiliyordum.
Ben telefonun çaldığını duydum.
Birinin adımı seslendiğini duydum.
Ben onu birçok insandan duydum.
Onu duyamıyorum.
Sesler duydum.
Ben bu şarkıyı daha önce duydum.
Sanırım bir şey duydum.
Güvenilir bir kaynaktan duydum.
Ben haberi radyoda duydum.
Ne söylediğini duymadım.
Tom'un çığlık attığını duydum.
Tom'un sesini duydum.
- Yabancı bir ses duydum.
- Tuhaf bir ses duydum.
- Tuhaf bir gürültü duydum.
Tom'un Fransızca konuştuğunu duydum.
Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.
Bir kadının çığlık attığını duydum.
Adımın çağrıldığını duydum.
Böyle konuştuğunu hiç duymadım.
Hiçbir ses duymadım.
Geldiğini duymadım.
Hiç kimseden duymadım.
- Bu aktörü hiç duymadım.
- Bu aktörü hiç işitmedim.
Tom'un gittiğini duymadım.
Tom'un hasta olduğunu duydum.
Tom'u Fransızca şarkı söylerken duydum.
Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.
Bir şey hakkında şikayet ettiğinizi hiç duymadım.
Ne söylediğini duydum.
vallahi şarjdaymış ya duymadım telefonu
Böyle tuhaf bir hikaye asla duymadım.
O şehri asla duymadım.
Arkamda bir gürültü duydum.
Dün gece, radyo dinledim.
Bir yardım çığlığı duydum.
Ben de benzer bir hikaye işittim.
Her şeyi duydum.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
Bostonlu olduğunu duydum.
Fransızca konuşmayı bildiğini duydum.
Ne bir şey duydum ne de gördüm.
Senin adını hiç duymadım.
Telefonumun çaldığını duydum.
Tom'un ne dediğini duydum.
Dediğini duydum.