Examples of using "Sotaque" in a sentence and their turkish translations:
- Senin aksanını seviyorum.
- Aksanını seviyorum.
Tom güneyli aksanına sahip.
Tom'un bir İngiliz aksanı var.
Tom'un Amerikan aksanı var.
Tom'un bir Avustralyalı aksanı var.
Aksanlı mı konuşuyor?
Benim bir aksanım yok!
O, aksansız konuşur.
- Tom'un şivesiyle alay ettim.
- Tom'un aksanıyla dalga geçtim.
- Aksanımla alay etti.
- Şivemle dalga geçti.
Onlar benim aksanımla dalga geçtiler.
Fransızca aksanın berbat.
O Fransızcaydı. Ben onun aksanına göre söyleyebilirim.
Tom bir Fransız aksanıyla konuşur.
Tom'un çok kalın bir aksanı var.
Sizin aksanınız çok ilginç.
Tom yabancı aksanını kaybetti.
- Rus aksanıyla İngilizce konuşur.
- İngilizceyi Rus aksanıyla konuşuyor.
Tom'un ağır Alman aksanı var.
Tom Mary'nin aksanıyla dalga geçti.
Portekizce konuşurken Carioca aksanım var.
Partinin ev sahibinin Portekiz aksanı vardı.
O, ağır Alman aksanıyla konuşur.
Onun çok güçlü bir Bahian aksanı var.
Tom İngilizceyi Fransız aksanıyla konuşur.
Adam İngilizceyi Alman aksanı ile konuşur.
Tom'un ne tür Amerikan aksanı var?
O kendisini bir Fransız olarak göstermeye çalıştı ama aksanı onu ele verdi.
Onun iyi bir aksanı var.
Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.
Tom bir New Yorklu ama onun bir New York aksanı yok.
Onun aksanı onun söylediğini anlamamı zorlaştırıyor.
Tom güçlü bir Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor.