Translation of "Sotaque" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sotaque" in a sentence and their turkish translations:

- Adoro o seu sotaque.
- Adoro o teu sotaque.

- Senin aksanını seviyorum.
- Aksanını seviyorum.

Tom tem sotaque sulista.

Tom güneyli aksanına sahip.

Tom tem sotaque britânico.

Tom'un bir İngiliz aksanı var.

Tom tem sotaque americano.

Tom'un Amerikan aksanı var.

Tom tem sotaque australiano.

Tom'un bir Avustralyalı aksanı var.

Ele fala com sotaque?

Aksanlı mı konuşuyor?

Eu não tenho sotaque!

Benim bir aksanım yok!

Ele fala sem sotaque.

O, aksansız konuşur.

Gozei do sotaque do Tom.

- Tom'un şivesiyle alay ettim.
- Tom'un aksanıyla dalga geçtim.

Ele zombou do meu sotaque.

- Aksanımla alay etti.
- Şivemle dalga geçti.

Eles zombaram de meu sotaque.

Onlar benim aksanımla dalga geçtiler.

Seu sotaque francês é horrível.

Fransızca aksanın berbat.

Era francês. Soube pelo seu sotaque.

O Fransızcaydı. Ben onun aksanına göre söyleyebilirim.

Tom fala com um sotaque francês.

Tom bir Fransız aksanıyla konuşur.

Tom tem um sotaque muito forte.

Tom'un çok kalın bir aksanı var.

O seu sotaque é muito interessante.

Sizin aksanınız çok ilginç.

O Tom perdeu seu sotaque estrangeiro.

Tom yabancı aksanını kaybetti.

Ele fala inglês com sotaque russo.

- Rus aksanıyla İngilizce konuşur.
- İngilizceyi Rus aksanıyla konuşuyor.

- Tom tem um sotaque alemão muito pesado.
- Tom tem um sotaque muito forte de alemão.

Tom'un ağır Alman aksanı var.

- Tom caçoou do sotaque da Mary.
- Tom tirou sarro da cara de Maria por causa de seu sotaque.
- Tom mangou do sotaque de Maria.

Tom Mary'nin aksanıyla dalga geçti.

Eu tenho sotaque carioca quando falo português.

Portekizce konuşurken Carioca aksanım var.

O anfitrião da festa tinha sotaque português.

Partinin ev sahibinin Portekiz aksanı vardı.

Ela fala com um forte sotaque alemão.

O, ağır Alman aksanıyla konuşur.

Ele tem um sotaque baiano bastante forte.

Onun çok güçlü bir Bahian aksanı var.

Tom fala inglês com um sotaque francês.

Tom İngilizceyi Fransız aksanıyla konuşur.

O homem fala inglês com um sotaque alemão.

Adam İngilizceyi Alman aksanı ile konuşur.

Que tipo de sotaque americano o Tom tem?

Tom'un ne tür Amerikan aksanı var?

- Ele tentou se passar por um francês mas o seu sotaque o desmascarou.
- Ele tentou passar por francês mas o sotaque desmascarou-o.
- Ele tentou fazer-se passar por francês mas o sotaque desmascarou-o.
- Ele tentou fazer-se passar por francês mas o sotaque dele desmascarou-o.

O kendisini bir Fransız olarak göstermeye çalıştı ama aksanı onu ele verdi.

- Ele tem um bom sotaque.
- Ele tem uma boa pronúncia.

Onun iyi bir aksanı var.

Meus dedos pronunciam cada palavra, cada pausa e cada sotaque.

Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.

Tom é nova-iorquino, mas não tem sotaque de Nova Iorque.

Tom bir New Yorklu ama onun bir New York aksanı yok.

Seu sotaque torna difícil para mim acreditar no que ele está dizendo.

Onun aksanı onun söylediğini anlamamı zorlaştırıyor.

- O Tom fala inglês com um acento francês bastante marcado.
- O Tom fala inglês com um forte sotaque francês.

Tom güçlü bir Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor.