Examples of using "Apuros" in a sentence and their turkish translations:
Başımız dertte.
Başım belada.
Onların başı belada.
Başın dertte mi?
Başımız belaya girecek.
Acelen mi var?
Şimdi başım dertte.
Onun yine başı belada mı?
Başkası için riske girmek istemiyorum.
Tom sıkıntılı görünüyordu.
Arkadaşının sıkıntı içinde olduğu görünüyor.
Başının belada olduğunu biliyorum.
Fadıl, Leyla ile başının dertte olduğunu biliyordu.
Tom'un başı belada. Yardıma ihtiyacı var.
Tom ayın sonunda genellikle beş parasızdır.
"Kim kaptan?" "Tom." "Oh hayır, başımız belada."
Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.
Biraz daha bilgelikle, o, sıkıntı içinde olmazdı.
Tom'un neden başı belada olduğunu biliyorum.
Ben asla muhtaçı olan bir arkadaşıma sırtımı dönmem.
Sıkıntıdalar. Onlara yardım edebilir misin?
Tom ve Mary'nin başının belada olduğunu düşünüyorum.
Tom Mary'nin başının belada olduğunu anladı ve ona yardım etmek için gitti.
O pastayı yediysen başın belada!
Kız arkadaşın gerçeği öğrenirse belaya girecek.