Examples of using "única" in a sentence and their turkish translations:
Şimdiki zaman, tek gerçeklik ve tek kesinliktir.
Bu bizim tek umudumuz.
Tek şansımız bu.
Bu benim tek şansım.
Bu onun tek şansı.
Annen tek çocuk muydu?
Bu senin tek umudun.
- İşe yaramasının tek yolu bu.
- Ancak bu şekilde olur.
Sen bizim tek umudumuzsun.
Tek bir kelime anladın mı?
O benim tek umudum.
Ben senin tek umudunum.
Sen benim tek umudumsun.
Bu tek yol.
Tek seçeneğimiz.
Bu benim kendi bisikletim.
Tek bir toplantıyı kaçırmadım.
Tom tek görgü tanığıydı.
- Hiç kalemi yoktu.
- Onun tek bir dolma kalemi yoktu.
Tek kelime söylenmedi.
- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?
Bu onların tek seçeneği.
O kapı tek çıkış yolu.
Bu tek anahtar değil.
Bu, Tom'un tek şansı.
Bu bizim tek şansımız.
Ben burada tek kişi miyim?
Ondan bir mektup bile almadım.
Ölüm tek kurtuluş mu?
Sami beni anlayan tek kişidir.
Tek seçeneği... ...saldırmak.
Bir tek açıklamada mı kalmıştı bu olay
Bize tek kelime söylemedi.
Kazanın tek tanığıydı.
Mary, Tom'un tek kızıdır.
Matematik sadece iyi metafiziktir.
O, bilmeyen tek kişidir.
Odanın bir tek penceresi yoktu.
Tom odadaki tek kişiydi.
Bu tek yönlü bir sokak.
- Tek derdim hiç derdimin olmaması.
- Tek endişem hiç endişemin olmaması.
Bu bırakılan tek şey.
Tek tanığımız tanıklık yapmayı reddediyor.
O senin tek kızın mı?
Tom, tek kurban olmayabilir.
O benim istediğim tek kadın.
Mary etek giyen tek kızdı.
Bunu yapabilecek tek kişi benim.
Mary hayalet görebilen tek kişiydi.
Tek savunmaları, sayıları.
Tom'un içtiği tek şey kahve.
İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.
Tom yapabileceği tek şeyi yaptı.
Benim tek ailem Tom.
Mary kesinlikle bilen tek kişidir.
Jill Kulübümüzde tek kız.
- Tek çocuk musunuz?
- Tek çocuk musun?
Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
Marie bir etek giyen tek kızdı.
Güvenebileceğim tek kişisin.
Bildiğim kadarıyla, bu mevcut tek çeviri.
Tom'un bu kasabada tanıdığı tek kişiyim.
Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.
Fakat bu tablonun tek özelliği bu da değil
Onu yapabilecek tek kişidir.
Sessizlik bir aptal için tek cevaptır.
Mary şimdiye kadar gerçekten sevdiğim tek kişi.
Bana yardım edebilecek tek kişi sensin.
O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
Konuşabildiğim tek yabancı dil Fransızca.
Tom'un konuşabileceği tek dil Fransızca.
Hintçe ve Urduca bir dildir.
Bu mektup, gizemin tek anahtarıdır.
Bu emin olduğum bir şey.
- Her kovanda sadece bir kraliçe olabilir.
- Her bir arı kovanında sadece bir kraliçe olabilir.
Gök bugün mavi, bulutsuz.
Şimdiye dek beni ziyarete gelen tek kişi sensin.
Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
Önemli olan tek şey para değildir.
Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
Bunu yapan tek kişi ben değilim.
Aşkın beni canlı tutan tek şey.
ve beyazlar tarafından kabul görmenin tek yolu
Tek umudu diğer erkeklerin yanına sokulmak.
Ama tek bir tanesi bir milyon incir üretebilir.
Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.
Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.
Yapman gereken tek şey oraya gitmek.
Amcam bu sözcüğü kullanan tek insan.
Burada tanıdığım tek kişi Tom.
- Onun önemsediği tek şey paradır.
- Onun umurunda olan tek şey paradır.
Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.
Fransızca Tom'un bildiği tek yabancı dildir.
Çadırımız kamp alanındaki tek çadırdı.
Bir zamanlar sadece bir kızı olan bir kral vardı.
Tom bu işi yapabilen tek kişi.
Aşk ve çiçekler yalnızca tek bir bahar sürer.
Boston'da burada tanıdığım tek insansın.