Translation of "Poza" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Poza" in a sentence and their turkish translations:

Byłem poza miastem.

Şehir dışındaydım.

Tutaj siedzę poza kadrem

Burada arkada oturuyorum

I poza potężne rozwiązania.

ötelerine uzanıyor.

Czy często jesz poza domem?

Sık sık dışarıda yer misin?

Dzięki któremu ludzie wychodzą poza schemat,

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

Ale te wciąż są poza domem.

...bunlar hâlâ ortalıkta geziniyor.

Nie robiła nic poza rozglądaniem się.

O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı.

Będę poza miastem przez kilka dni.

Birkaç günlüğüne kasabanın dışında olacağım.

Urlop tego lata jest poza dyskusją.

Bu yaz için tatil olmayacak.

Tak poza tym, widziałem go wczoraj.

Bu arada, dün onu gördüm.

Czy istnieje życie poza układem słonecznym?

Güneş sisteminin ötesinde hayat var mı?

Nie mogę kochać nikogo poza tobą.

Senden başka hiç kimseyi sevemem.

Wszyscy poza Tomem byli na spotkaniu.

Tom hariç herkes toplantıdaydı.

Ryby nie mogą żyć poza wodą.

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

Egzoplanety to planety poza Układem Słonecznym.

Ötegezegenler, güneş sistemi dışındaki gezegenlerdir.

Czy ktoś poza Jimem ją widział?

Jim'den başka onu gören biri var mı?

Ta sprawa jest poza moją jurysdykcją.

Bu durum benim yetki alanımın dışında.

Przepraszam, jeśli wypowiedziałem się poza kolejnością.

Sıra dışı konuşursam üzgünüm.

Berlin Zachodni pozostanie poza kontrolą sowietów.

- Batı Berlin, Sovyet kontrolünün dışında kalacaktı.
- Batı Berlin Sovyet kontrolünden çıkacaktı.
- Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı.

Nie robi nic poza czytaniem mangi.

Manga okumaktan başka bir şey yapmaz.

Czy czytasz czasami coś poza Biblią?

İncil'in dışında bir şey okur musun?

Poza tym złe rzeczy dzieją się nagle,

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

Nikt nie chce pozostać poza bezpiecznym stadem.

Hiçbiri sürünün güvenli ortamını bırakmak istemez.

Upalne doliny rozciągające się poza zasięg wzroku,

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var.

Dlaczego ktoś poza mną ma się przejmować

''İnsanlar dev midyeleri korumayı niçin önemsesinler?''

Znajduje się poza jej mózgiem, w ramionach.

aslında beyninin dışında, kollarında.

- Ćwicz poza domem.
- Rób ćwiczenia na zewnątrz.

Açık havada egzersiz yapın.

Będę poza miastem przez tydzień lub dwa.

Bir veya iki hafta boyunca şehir dışında olacağım.

Nikt poza Tobą nie może mnie uszczęśliwić.

Senden başka hiç kimse beni mutlu edemez.

Poza sezonem miejsca w hotelach są tańsze.

Oteller ölü sezonda daha ucuzdur.

Poza wszystkim innym. Dlatego przygotowaliśmy zajęcie miasta Pando.

Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.

Poza angielskim pan Nakajima mówi płynnie po niemiecku.

- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.

Nikt poza tobą nie zrobiłby tego tak dobrze.

Senden başka hiç kimse bunu bu kadar iyi yapamazdı.

Relacja między płcią a klimatem wykracza poza negatywne skutki

Cinsiyetle iklimin bağlantısı negatif etkilerin ve güçlü çözümlerin

Upalne doliny rozciągające się poza zasięg wzroku, strome piaskowce

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

Nasze kalkulacje wskazują, że rakieta jest poza swoim kursem.

Hesaplamalarımız roketin rotasından saptığını gösteriyor.

Będąc poza pokojem, w którym jest Cayla i jej przyjaciele.

dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor.

Ale poza tym wszystkim byłem niezwykle dumny z tego zwierzęcia,

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

To długości fal poza światłem widzialnym dla naszego i małpiego oka.

Bunlar, insan ve maymunların görebildiği aralığın ötesindeki dalga boylarıdır.

Poza zasięgiem świateł miasta, na otwartym, ciemnym oceanie, kotiki są bezpieczniejsze.

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

Podoba mi się to mieszkanie. Lokalizacja jest dobra, a poza tym czynsz nie jest bardzo wysoki.

Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil.