Translation of "Firmy" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Firmy" in a sentence and their turkish translations:

Pracuję dla firmy handlowej.

Ben bir ticaret firması için çalışıyorum.

Dokładnie tak robią niektóre firmy.

Bu tam olarak bazı şirketlerin yaptığı şey.

Pewnego dnia Alvin, współzałożyciel firmy,

Sonra bir gün, kurucu ortağım Alvin

...zagraniczne firmy i organizacje wojskowe.

...yabancı şirketleri ve askerî kuruluşları soyuyorlardı.

Dwie firmy konkurują ze sobą.

İki şirket birbirleri ile yarışıyor.

Tom pracuje dla firmy komputerowej.

Tom bir bilgisayar şirketi için çalışıyor.

Kto jest szefem tej firmy?

Bu şirketin patronu kim?

Tom przestał być właścicielem firmy.

Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti.

Po prostu wkroczą firmy z Chin.

Çin merkezli şirketlerin devreye girebileceği yönünde.

Ale to nic dobrego dla firmy

Ama bu şirket için pek de iyi değil,

Ciągle jest na liście płac firmy.

O, hâlâ şirketin kadrosunda.

Wygłosił przemówienie w imieniu naszej firmy.

Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.

Ona zdecydowała się na opuszczenie firmy.

Şirketi bırakmaya karar verdi.

Naprawdę myślisz nad założeniem własnej firmy?

Kendi işine başlamayı ciddi şekilde düşünüyor musun?

Wkrótce firmy będą szukały nowych rozwiązań.

Firmalar yakında yeni çözümler arıyor olacak.

Bez nazwy firmy, numeru telefonu i adresu,

hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

Moim obowiązkiem jest dbanie o wypłacalność firmy.

Benim sorumluluğum şirket çözücüsünü korumak.

Czy pożyczałeś kiedykolwiek pieniądze od swojej firmy?

Hiç şirketinden ödünç para aldın mı?

Spodziewam się otrzymać dziś emaila od firmy.

Bugün şirketten bir e-posta almayı bekliyorum.

Palenie na terenie zakładu jest wbrew przepisom firmy.

Ofiste sigara içmek kurallarımıza aykırıdır.

Jego śmierć to wielka strata dla naszej firmy.

Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.

W skrócie, nie chcę byś pracował dla tej firmy.

Kısacası, o şirket için çalışmanı istemiyorum.

Tom rozważał pracę dla naszej firmy, ale nie zdecydował się.

Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.

Haker zdobył dostęp do sensytywnych plików w bazie danych firmy.

Bir bilgisayar korsanı, şirketin veritabanındaki hassas dosyalara erişebildi.