Translation of "Dla" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Dla" in a sentence and their turkish translations:

Dla jednostek, dla rodzin,

Ne bireyler ve aileler

I dla umysłu, i dla ciała.

hem beyin hem de vücudunuz üzerinde.

dla społeczeństw.

ne de toplumlar.

- Byłeś dla nas dobry.
- Byliście dla nas dobrzy.
- Byłyście dla nas dobre.
- Byłaś dla nas dobra.

Siz bizim için iyiydiniz.

- Przygotowałem dla ciebie śniadanie.
- Przygotowałam dla ciebie śniadanie.
- Przygotowałem dla was śniadanie.
- Przygotowałam dla was śniadanie.

Ben senin için kahvaltı hazırladım.

"Studiujemy matematykę dla jej piękna, dla zabawy,

"Matematiği; eğlence, güzellik,

- To jest dla niej.
- To dla niej.

Bu onun için.

- To jest dla nich.
- To dla nich.

Bu onlar için.

Mówi się: „Dla jednego śmieć, dla innego skarb”.

Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.

- Bądź uprzejmy dla innych.
- Bądź uprzejmy dla nieznajomych.

Başkalarına karşı nazik olun.

Lubię uprawiać sport dla zabawy, nie dla współzawodnictwa.

Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

- Przygotowałem dla siebie śniadanie.
- Przygotowałam dla siebie śniadanie.

Kendim için kahvaltı hazırladım.

- Przygotowałem dla niej śniadanie.
- Przygotowałam dla niej śniadanie.

Onun için kahvaltı hazırladım.

- Przygotowałem dla nich śniadanie.
- Przygotowałam dla nich śniadanie.

Onlar için kahvaltı hazırladım.

dla samej matematyki.

ilk insanlardan biri olabilirim.

Ryba dla rozbitka

Hayatta kalmak isteyen kişinin

Zwłaszcza dla mnie.

özellikle benim için.

Budowanie dla piękna

Ve bu güzellik için binalar yapmak,

Pracuje dla banku.

- O bir bankada çalışıyor.
- O bir bankada çalışır.
- O bir banka için çalışıyor.

Pracował dla bogacza.

- O, zengin bir adam için çalıştı.
- Zengin bir adam için çalıştı.

To dla przyjaciela.

Bu benim arkadaşım için.

To dla ciebie.

O senin için.

Sztuka dla sztuki.

Sanat için sanat.

Pracuję dla nich.

Ben onlar için çalışıyorum.

Pracuję dla niej.

Ben onun için çalışıyorum.

Pracuję dla niego.

Onun için çalışıyorum.

Wszystko dla miłości.

Her şey aşk için.

Jak "Kumpel" dla osób, które są miłe dla innych,

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

Jedno z czasopism jest dla chłopców, drugie - dla dziewcząt.

Bir dergi erkekler için ve diğeri kızlar için.

Powietrze jest dla człowieka tym, czym woda dla ryby.

Su balık için neyse, hava da insan için odur.

Co jest dobre dla ciebie, jest dobre dla mnie.

Senin için iyi olan şey benim için de iyidir.

- To nie jest dla mnie.
- To nie dla mnie.

- Bu benim için değil.
- Bu bana değil.

Kupiłem krawat dla Dana i kupię szal dla Eleny.

Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.

- Mam dla ciebie złe wieści.
- Mam dla was złe wieści.

Senin için kötü haberim var.

- Masz dla mnie jakieś wiadomości?
- Masz jakieś wiadomości dla mnie?

Benim için haberin var mı?

Miłość jest dla mnie tak ważna, jak dla niej pieniądze.

Aşk, paranın ona olduğu kadar, bana önemlidir.

- Co mogę dla pana zrobić?
- Co mogę dla pani zrobić?

Sizin için ne yapabilirim?

dla was wszystkich nic.

sizin için sahip olduğum şey.

Ta misja dla was...

Bu görev, sizin için...

Rzeka! Dobra dla rozbitka.

Bir nehir! Mücadeleci için iyi bir şey.

Tworzenia schronienia dla wspólnot,

barınacak bir yer inşa eden sanattır.

Kolejne miejsce dla ludzi.

İnsanlar için başka bir yer daha.

dla grupy etnicznej Kanaków

Kanak etnik grubu için inşa edildi.

To ratunek dla pozostałych.

...geri kalanının hayatını kurtarır.

Dziś starczy dla wszystkich.

Bu gece herkese yetecek balık var.

Niesłyszalne dla ludzkiego ucha.

İnsanlar bunu duyamaz.

Powinieneś pracować dla Urugwajczyków,

Uruguaylılar için çalışmalısınız,

Masz coś dla mnie?

Benim için bir şeyin var mı?

To jest dla przyjaciela.

O, benim bir arkadaşım için.

To dla mojej rodziny.

O benim ailem için.

To dla ciebie ryzykowne.

Bu seni tehlikeye sokacaktır.

Zachowaj tajemnicę dla siebie.

Sırrı kendinize saklayın.

Zrobiłem szarlotkę dla ciebie.

Senin için elmalı turta yaptım.

Zebrał dla niej kwiaty.

O, onun için çiçek topladı.

Wezwał dla mnie taksówkę.

- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.

Zatrzymaj to dla siebie!

Bunu bir sır olarak saklayın.

Zrobiłbym dla ciebie wszystko.

Ben senin için her şey yaparım.

Dla kogo on pracuje?

- O, kim için çalışır?
- Kimin için çalışıyor?
- Kime çalışıyor?

Zbudowałem go dla ciebie.

Bunu senin için yaptım.

Dla kogo są te?

Bunlar kim için?

Są tutaj dla mnie.

Onlar benim için burada.

To dla mnie niemożliwe.

Bu benim için imkansızdır.

Zdradził przyjaciół dla pieniędzy.

O, para için dostlarına ihanet etti.

To jest dla Toma.

Bunlar Tom için.

Przyszedł tylko dla ciebie.

Sadece senin için geldim.

Jest ktoś dla każdego.

Herkes eşini bulur.

Tom dla nas gotuje.

Tom bizim için yemek pişirir.

Zrobię dla ciebie wszystko.

Senin için bir şey yapacağım.

Zrobiłem lalkę dla Anny.

Ann için bir bebek yaptım.

Zrobił to dla zysku.

O, onu para için yaptı.

Zrobił to dla pieniędzy.

- O, onu para için yaptı.
- Para uğruna yaptı.

Wybierzesz krawat dla mnie?

Benim için bir kravat seçer misin?

Zamówił dla mnie taksówkę.

- O benim için bir taksi çağırdı.
- O, benim için bir taksi çağırdı.

Biorę jedzenie dla Toma.

Tom'a biraz yiyecek götürüyorum.

Biorę obiad dla Toma.

Tom'a öğle yemeğini götürüyorum.

Tom pracuje dla Mary.

- Tom, Mary için çalışıyor.
- Tom, Mary için çalışır.

Jest dla ciebie miły?

O size karşı nazik midir?

Następny jest dla ciebie.

- Sıradaki senin için.
- Sıradaki sana.

Szukam prezentu dla matki.

Annem için bir hediye arıyorum.

Reszta zostaje dla ciebie!

Gerisi size kaldı!

Zrobię dla niego wszystko.

Ben onun için bir şey yapacağım.

Przygotowała rybę dla mnie.

O, benim için biraz balık pişirdi.

Mam coś dla ciebie.

Senin için bir şeyim var.

To ważne dla Toma.

Bu Tom için önemlidir.

Zrób to dla mnie.

Onu benim için yap.

Będę dla niego dobry.

Ona karşı iyi olacağım.

Będę dla niej dobry.

Ona karşı iyi olacağım.

Kiedyś dla nich pracowałem.

Onlar için çalışırdım.

Dlaczego dla nich kłamiesz?

- Neden onlar için yalan söylüyorsun?
- Neden onlar için yalan söylüyorsunuz?

Tom gotuje dla Marii.

Tom Mary için yemek pişirir.

Starczy miejsca dla wszystkich.

- Herkes için yeterli oda var.
- Herkes için yeterli boş yer var.