Translation of "Pracuje" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Pracuje" in a sentence and their turkish translations:

Pracuje pan?

Çalışıyor musunuz?

Tom pracuje.

Tom çalışır.

- Czy Tom wciąż pracuje?
- Czy Tom nadal pracuje?

Tom hâlâ çalışıyor mu?

Pracuje dla banku.

- O bir bankada çalışıyor.
- O bir bankada çalışır.
- O bir banka için çalışıyor.

Tom pracuje rano.

Tom sabahleyin çalışır.

On ciężko pracuje.

O çok çalışkandır.

Pracuje w fabryce.

- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.

Tom pracuje sam.

Tom yalnız çalışır.

Taki leniwiec ciężko pracuje.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

On pracuje bardzo ciężko.

O çok çalışır.

Tom pracuje z Mary.

- Tom, Mary ile çalışır.
- Tom, Mary ile çalışıyor.
- Tom, Mary ile birlikte çalışır.
- Tom, Mary ile beraber çalışır.

On zawsze ciężko pracuje.

O her zaman çok çalışıyor.

Ona pracuje w banku.

O bir bankada çalışır.

Dla kogo on pracuje?

- O, kim için çalışır?
- Kimin için çalışıyor?
- Kime çalışıyor?

Ona pracuje w szpitalu.

O, bir hastane için çalışır.

Ona pracuje w szkole.

O okulda çalışıyor.

On pracuje jako tłumacz.

Tercüman olarak çalışıyor.

On pracuje w banku.

O bir bankada çalışıyor.

Tom pracuje dla Mary.

- Tom, Mary için çalışıyor.
- Tom, Mary için çalışır.

Tom pracuje w supermarkecie.

Tom bir süpermarkette çalışır.

Pan pracuje za dużo.

Çok fazla çalışıyorsun.

Tom zbyt dużo pracuje.

Tom çok çalışır.

Tom pracuje w Bostonie.

Tom Boston'da çalışıyor.

Tom pracuje w niedziele.

Tom pazar günleri çalışır.

Kto pracuje dziś wieczorem?

Bu gece kim çalışıyor?

Ona pracuje przy komputerze.

O bilgisayarda çalışıyor.

- Moja żona pracuje w niepełnym wymiarze godzin.
- Moja żona pracuje na pół etatu.
- Moja żona pracuje dorywczo.

Karım kısa süreli çalışıyor.

Pracuje, żeby nauczyć się profesji.

Öğrenmek onun işi.

Mój ojciec pracuje w banku.

Babam bir banka için çalışıyor.

Ciężko pracuje i jest uczciwy.

O, çok çalışır ve dürüsttür.

On już tutaj nie pracuje.

O artık burada çalışmıyor.

Tom pracuje teraz nad tym.

Tom şimdi onun üzerinde çalışıyor.

Mój ojciec pracuje w fabryce.

- Benim babam bir fabrikada çalışır.
- Babam fabrikada çalışır.

Jego rodzina pracuje na polu.

Ailesi tarlada çalışıyor.

Tom pracuje dla firmy komputerowej.

Tom bir bilgisayar şirketi için çalışıyor.

Tom pracuje nad czymś tajnym.

Tom gizli bir şey üzerinde çalışıyor.

Tom pracuje w miejscowym szpitalu.

Tom yerel bir hastanede çalışıyor.

On pracuje najpilniej w klasie.

O, sınıfında en çok çalışır.

Mój brat pracuje w banku.

Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.

Jim pracuje nad swoim samochodem.

Jim arabasının üzerinde çalışıyor.

Pracuje jako sekretarka w biurze.

Sekreter olarak bir büroda çalışır.

On pracuje w agencji reklamowej.

Bir reklam ajansı için çalışıyor.

Czy Tom pracuje dla Mary?

Tom, Mary için mi çalışıyor?

Tom pracuje dla agencji tłumaczeniowej.

Tom bir çeviri bürosu için çalışıyor.

Tom pracuje nad twoim samochodem.

Tom senin arabanda çalışıyor.

On nad niczym nie pracuje.

O hiçbir şey üzerinde çalışmıyor.

Tom wciąż pracuje w Bostonie.

Tom hâlâ Boston'da çalışıyor.

Tom pracuje na linii montażowej.

Tom montaj hattında çalışıyor.

Najlepiej pracuje mi się pod presją.

Ben en iyi baskı altında çalışırım.

Nie chcę przeszkadzać Tomowi, gdy pracuje.

O çalışırken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.

Nikt nie pracuje. Wszyscy oglądają mundial.

Hiç kimse çalışmıyor. Herkes Dünya Kupası'nı izliyor.

Tom pracuje dla Organizacji Narodów Zjednoczonych.

Tom Birleşmiş Milletler için çalışıyor.

Ile osób obecnie dla ciebie pracuje?

Şu anda sizin için kaç kişi çalışıyor?

Roger pracuje od świtu do zmroku.

Roger şafaktan alacakaranlığa kadar çalışır.

- Ten działa.
- To zadziała.
- Ta pracuje.

Bu çalışır.

Jennifer pracuje w Londynie od Stycznia.

Jennifer ocaktan beri Londra'da çalışıyor.

Nie chcę zawracać Tomowi głowy, gdy pracuje.

Tom'u çalışırken rahatsız etmek istemiyorum.

Mój ojciec żyje i pracuje w Tokio.

Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.

Ona ma wujka, który pracuje w banku.

Onun bankada çalışan bir amcası var.

Mimo, że jest bogaty, bardzo ciężko pracuje.

Zengin olmasına rağmen çok sıkı çalışır.

Moja siostra pracuje w szkole dla niedowidzących.

Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.

Tom pracuje jako kelner, ale szuka lepszej pracy.

Tom bir garson olarak çalışıyor ama daha iyi bir iş arıyor.

Z punktu widzenia Kate, on zbyt dużo pracuje.

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

Mój brat pracuje w tej samej branży co Ty.

Kardeşim de seninle aynı işi yapıyor.

Nie pamiętam czy Tomasz pracuje z niesłyszącymi czy niewidomymi.

Tom sağırlarla mı, yoksa körlerle mi çalışıyor hatırlamıyorum.

- Jej praca polega na myciu naczyń.
- Ona pracuje na zmywaku.

Onun işi bulaşık yıkamaktır.

Tom pracuje nad czymś, co musi być skończone do 2:30.

Tom 2.30'a kadar bitirilmesi gereken bir şey üzerinde çalışıyor.

- To jest stacja TV, w której mój wujek jest prezenterem.
- To stacja telewizyjna, w której mój wujek pracuje jako prezenter wiadomości.

Bu, amcamın bir spiker olarak çalıştığı TV istasyonu.