Examples of using "Pracuje" in a sentence and their turkish translations:
Çalışıyor musunuz?
Tom çalışır.
Tom hâlâ çalışıyor mu?
- O bir bankada çalışıyor.
- O bir bankada çalışır.
- O bir banka için çalışıyor.
Tom sabahleyin çalışır.
O çok çalışkandır.
- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.
Tom yalnız çalışır.
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
O çok çalışır.
- Tom, Mary ile çalışır.
- Tom, Mary ile çalışıyor.
- Tom, Mary ile birlikte çalışır.
- Tom, Mary ile beraber çalışır.
O her zaman çok çalışıyor.
O bir bankada çalışır.
- O, kim için çalışır?
- Kimin için çalışıyor?
- Kime çalışıyor?
O, bir hastane için çalışır.
O okulda çalışıyor.
Tercüman olarak çalışıyor.
O bir bankada çalışıyor.
- Tom, Mary için çalışıyor.
- Tom, Mary için çalışır.
Tom bir süpermarkette çalışır.
Çok fazla çalışıyorsun.
Tom çok çalışır.
Tom Boston'da çalışıyor.
Tom pazar günleri çalışır.
Bu gece kim çalışıyor?
O bilgisayarda çalışıyor.
Karım kısa süreli çalışıyor.
Öğrenmek onun işi.
Babam bir banka için çalışıyor.
O, çok çalışır ve dürüsttür.
O artık burada çalışmıyor.
Tom şimdi onun üzerinde çalışıyor.
- Benim babam bir fabrikada çalışır.
- Babam fabrikada çalışır.
Ailesi tarlada çalışıyor.
Tom bir bilgisayar şirketi için çalışıyor.
Tom gizli bir şey üzerinde çalışıyor.
Tom yerel bir hastanede çalışıyor.
O, sınıfında en çok çalışır.
Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.
Jim arabasının üzerinde çalışıyor.
Sekreter olarak bir büroda çalışır.
Bir reklam ajansı için çalışıyor.
Tom, Mary için mi çalışıyor?
Tom bir çeviri bürosu için çalışıyor.
Tom senin arabanda çalışıyor.
O hiçbir şey üzerinde çalışmıyor.
Tom hâlâ Boston'da çalışıyor.
Tom montaj hattında çalışıyor.
Ben en iyi baskı altında çalışırım.
O çalışırken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.
Hiç kimse çalışmıyor. Herkes Dünya Kupası'nı izliyor.
Tom Birleşmiş Milletler için çalışıyor.
Şu anda sizin için kaç kişi çalışıyor?
Roger şafaktan alacakaranlığa kadar çalışır.
Bu çalışır.
Jennifer ocaktan beri Londra'da çalışıyor.
Tom'u çalışırken rahatsız etmek istemiyorum.
Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.
Onun bankada çalışan bir amcası var.
Zengin olmasına rağmen çok sıkı çalışır.
Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.
Tom bir garson olarak çalışıyor ama daha iyi bir iş arıyor.
O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.
Kardeşim de seninle aynı işi yapıyor.
Tom sağırlarla mı, yoksa körlerle mi çalışıyor hatırlamıyorum.
Onun işi bulaşık yıkamaktır.
Tom 2.30'a kadar bitirilmesi gereken bir şey üzerinde çalışıyor.
Bu, amcamın bir spiker olarak çalıştığı TV istasyonu.