Examples of using "Dopóki" in a sentence and their turkish translations:
Hâlâ gidebiliyorken gitmeliyiz.
O dönünceye kadar burada bekleyelim.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
Lütfen hâlâ sıcakken onu ye.
Biz geri gelene kadar burada kalacaksın.
Tom gitmezse gitmiyorum.
Yağmur duruncaya kadar dışarı çıkmayacağım.
O onunla karşılaşır karşılaşmaz, Charles'ı sevdi.
Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların
Tom gelene kadar başlamayacağız.
Çok geç olmadan önce bırak.
Kazanmaya başlayıncaya kadar bu oyunu sevmedim.
Tom'la konuşana kadar bilemeyeceğim.
Ne olduğunu bana söyleyinceye kadar gitmiyorum.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
Ona onun tarafından hâlâ gençken yurt dışına gitmesi tavsiye edildi.
Sana onları açmanı söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.
- Ne olduğunu sen sakinleşene kadar sana anlatmayacağım.
- Sen sakinleşinceye kadar ne olduğunu sana söylemeyeceğim.
Tom Mary'ye iyileşinceye kadar evde kalmasını söyledi.
Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.
Eğer ben yokken gelirse, lütfen ben geri gelene kadar beklemesini isteyin.
Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.
Yarına kadar onu istemiyorum.
İnterneti kullanmaya başlayıncaya kadar dünyada bu kadar çok aptal olduğunu bilmiyordum.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.