Examples of using "Jeść" in a sentence and their turkish translations:
Yemek yemeye gidelim.
Yemek yemeyi severim.
- Yemek zorundayım.
- Yemek yemek zorundayım.
Daha fazla sebze yemen gerekir.
Uyuyorlar, besleniyorlar hatta doğum yapıyorlar.
- Ben elma yemeği severim.
- Elma yemeyi severim.
Düzenli olarak yemek zorundasın.
Ne yemek istiyorsun?
Böcek yiyebilirim.
- Yemek yiyemiyorum.
- Yiyemem.
Biz ne zaman yiyebiliriz?
Biz ne yiyeceğiz?
Tatlı yemeği bıraktım.
Yiyebilir miyim?
- Hepimiz yemeliyiz.
- Hepimiz yemek zorundayız.
Herkes yemek zorunda.
Ben yemek için yaşarım.
Yemek zorunda değilsiniz.
Yemek yemeği az önce bitirdim.
Yemek yemek istemiyorum.
Ne zaman yemek yiyeceğiz?
Onu yeme!
Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.
Çikolata aromalı dondurma yemeyi seviyorum.
Ve bunları yiyebilirsiniz.
Yakında et yemeye de başlayacaklar.
Ben dondurma yemeyeceğim.
Nasıl yemek yemem gerekiyor?
Tavuk eti yiyemem.
Biz dışarıda yemek istiyoruz.
Dışarıda yemek yemeyi severim.
Ben et yiyemem.
Burada yememelisin.
Yemek yemek istiyorum.
Şimdi yemek yemek istemiyorum.
Burada yemek istemiyorum.
Yalnız yemekten hoşlanmam.
Çilek yiyemem.
Tom'la akşam yemeği yiyemedim.
İyice doyduklarında da...
Yavru, güven içinde beslenebilir.
Çiğ istiridye yiyebilir misin?
Kışın hâlâ kuşkonmaz alabilirsiniz.
Baharatlı bir şey yememelisin.
Tom'la yemek istemiyorum.
Tom'la birlikte yemek zorunda mıyım?
Tom dışarıda yemek yemeyi sever.
Tom çiğ havuç yemekten hoşlanır.
Tom dondurma yemek istemiyordu.
O yemeği yiyemem.
- Tom akşam yemeğini yemeyi henüz bitirdi.
- Tom az önce akşam yemeğini yemeyi bitirdi.
Yemek yemezsen, ölürsün.
Kızım ne kadar yiyor olmalı?
Yemek için tamam olmadığını söylemedim.
Öğünler arasında yemek yemeni istemiyorum.
Köpeklerin balık yemeleri güvenli midir?
Lütfen hâlâ sıcakken onu ye.
Çorbayı soğuk içmek istemezsin.
Onu yemeyeceğim.
Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.
Kaşığınız yoksa yemek yemek,
Bir şey yiyemeyecek kadar çok heyecanlıyım.
Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
Tom yemek yemeyi bitirdi sonra bulaşıkları yıkadı.
Tom bu kadar çok yememeliydi.
Doktor ne yememi istiyor?
Bunlardan hiçbirini yemek istemiyorum.
Tom Mary'ye yemeyi durdurmasını söyledi.
Ne yiyebilirim ne de içebilirim.
Ken konuşmayı durdurdu ve yemek yemeğe başladı.
Ne yiyeceğine genellikle nasıl karar verirsin?
Niçin orada yemek istemediğini anlayabiliyorum.
Yeşil fasulyeyi çiğ yemek mümkündür.
Lütfen yemeye devam et. Benim hakkımda endişelenme.
Tom şimdi öğle yemeği yemek istemiyor.
Yenebilirler, protein kaynağı olur.
Yenebilirler, protein kaynağı olur.
Yememem gereken bir şey var mı?
Tom her zaman yemek yiyor gibi görünüyor.
Tom yeni protezleriyle yemek yemeyi zor buluyor.
Biz artık Hint restoranında yemek yemeye gitmiyoruz.
Tom sandviçini açtı ve onu yemeye başladı.
Öğünler arasında abur cubur yememelisin.
Kırmızı şarap eşliğinde yemek için en sevdiğin yemek nedir?
Onu yememeliydim. Midem bulanıyor.
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.
Yiyemeyeceğim yiyeceklerin bir listesini yaptım.
Çoğu insan et yemenin bir sakıncası olmadığını düşünüyor.
Hepsi değilsede, birçok insan yemek yemeği sever.
Annem bana daha fazla sebze yemem gerektiğini söyledi.
Soğan çiğ ya da pişmiş yenilebilir.
Tom, Mary'nin nerede yemek istediğini bilmiyordu.
- Şu an canım bir şey yemek istemiyor.
- Şimdi canım bir şey yemek istemiyor.
yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.
Bu da her gece 20.000'den fazla kalori almak demek.
Akşam yemeği hazır, bu yüzden istediğimiz zaman yiyebiliriz.
Tom'un o kadar çok şeker yemesine izin vermemeliydim.
O günlerce yemek yememiş olabilir.