Examples of using "Pójdzie" in a sentence and their turkish translations:
Tom da gidecek.
Tom yarın oraya gidecek.
- Soru ilk kim gidecek.
- Soru kimin birinci olacağı.
Kim bizimle birlikte gelecek?
O gitmemeye karar verdi.
Kim benimle gelecek?
Tom muhtemelen gitmeyecek bile.
- Tom giderse giderim.
- Tom giderse ben de giderim.
Onun da gidip gitmeyeceğini ona sordum.
Tom benimle oraya gidecek.
Tom hapishaneye gitmeyecek.
Tom'un gidip gitmeyeceğinden emin değilim.
Tom gitmezse gitmiyorum.
Ona göre o gelmeyecek.
Her şeyin plana göre gideceğini umuyorum.
Tom'un yarın oraya gideceğini düşünüyorum.
Tom bugün işe gitmeyecek.
Tom, hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.
Tom'un Mary ile dans etmeye gideceğini biliyordum.
Sence Ted hangi üniversiteye gidecek?
İyi giderse, günde iki-üç parça yapabilirim.
Biri benimle Lady Gaga konserine gelebilir mi?
Çalışmak zorunda olduğu için partiye gidemediğini söyledi.
O yorgun olduğunu, bu yüzden eve erken gideceğini söyledi.
Tom Mary'nin dağlara ya da plaja gelip gelmiyeceğini bilmiyor.
Bizimle gitsen iyi olur.