Examples of using "Pójdę" in a sentence and their turkish translations:
Bu tarafa gidiyoruz.
Gideceğim.
- 10'da giderdim.
- 10'da gidecektim.
- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.
Akşam yemeği yapmaya gideceğim.
İstediğin yere gideceğim.
Ben bir geziye gideceğim.
Yarın sabah gideceğim.
Ben önden gideceğim.
Hastaneye gideceğim.
Pekâlâ, başlamadan önce bunu atacağım.
Sen gidersen ben giderim.
Sanırım uyumaya gideceğim.
Şimdi gidip duş alacağım.
Gidip paltonu alacağım.
Ben eve gideceğim.
Gidip size bir fincan kahve getireceğim.
Ben artık oraya gitmeyeceğim.
Gitmemi istersen, giderim.
- Tom giderse giderim.
- Tom giderse ben de giderim.
Ellerimi yıkayacağım.
Biraz yiyecek almaya gideceğim.
Tom ve Mary ile gideceğim.
Yarın okula gitmeyeceğim.
İlkbaharda Boston'a gideceğim.
Gideceğim ve sana bir doktor getireceğim.
Kaskı çıkaralım. Harekete geçeceğim. Bu taraftan.
Yağmur yağsa bile oraya gideceğim.
Gerekirse seninle gideceğim.
Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
Yağmur duruncaya kadar dışarı çıkmayacağım.
Hazır olduğumuzu ona söylemeye gideceğim.
Gitmemi istemezsen gitmem.
Hava açık olursa, giderim.
Kim ne derse desin gitmeyeceğim.
Sanırım yalnız gitsem daha iyi olur.
Yağmur yağsa bile, bisiklet sürmeye giderim.
Ben kot pantolon giyersem, tamam mı?
Elimden geldiğince kısa sürede dışarı çıkacağım ve bir tane alacağım.
Tom'a iyi haberi söylemeye gideceğim.
Tom hakkında bulabileceğim şeyi görmeye gideceğim.
Kiliseye gitmezsem cehenneme gidecek miyim?
Alışverişe gitmeden önce her zaman ihtiyaçlarımı listelerim.
Eğer süpermarkete gitmezsem bu akşam yiyecek herhangi bir şey hazırlayamayacağım.
- Eğer yorgunsan, niçin yatmaya gitmiyorsun? " Ben şimdi yatmaya gidersem çok erken kalkacağım.
- "Yorgunsan niye yatmıyorsun?" "Çünkü şimdi yatarsam çok erken kalkarım"