Translation of "L'oscurità" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "L'oscurità" in a sentence and their turkish translations:

L'oscurità...

Karanlık...

L'oscurità sta calando.

Hava kararıyor.

L'oscurità mi avvantaggerà.

Karanlık benim yararıma çalışacak.

Solo l'oscurità la protegge dai predatori.

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

Nonostante l'oscurità, non possono permettersi di dormire.

Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.

Una termocamera ci permette di fendere l'oscurità.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

Tramite l'uso di nuove tecnologie, possiamo penetrare l'oscurità,

Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.

Ora... non ci sono dubbi. L'oscurità offre opportunità...

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

Ancora più a nord l'oscurità persiste più a lungo.

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

Durante l'oscurità della luna nuova, galassie distanti illuminano il cielo.

Yeni Ay'ın karanlığı hâkimken... ...geceleyin gökyüzünü uzak galaksiler aydınlatır.

In una notte senza luna, una termocamera può fendere l'oscurità.

Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.

Quando il giorno volge al termine, l'oscurità cala sul pianeta...

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

E media tra gli oceani e l'oscurità immensità là fuori:

ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,

- Il crepuscolo si è unito all'oscurità.
- Il crepuscolo si unì all'oscurità.
- Il crepuscolo si è fuso con l'oscurità.
- Il crepuscolo si fuse con l'oscurità.

Alacakaranlık karanlıkla birleşti.

Le giornate si allungano e l'oscurità cede il passo alla luce.

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

Lannes stava ancora tenendo a bada i russi mentre calava l'oscurità.

Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu

- L'oscurità sta calando.
- Le tenebre stanno calando.
- Il buio sta calando.

Karanlık çöküyor.

L'oscurità le offre copertura, ma i passi risuonano sul mare di ghiaccio.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

Sulle montagne della Patagonia, la femmina di puma ha sfruttato al meglio l'oscurità.

Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.