Examples of using "Offre" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kimse gönüllü olmuyor.
Ama bu şehir sürpriz bir alternatif sunuyor.
Gelecek herkese umut ve fırsat sunuyor.
Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.
Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.
Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.
Hayat sana limonlar veriyorsa, limonata yap.
Bu okul İngilizce, Fransızca ve İspanyolca kursları sunmaktadır.
Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!
cüretkâr bir vaadinden dolayı: Tanrı senin mutlu olmanı ister.
hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.
Her hâlükârda, renk psikolojisi insanı düşünmeye sevk ediyor.
Yoksa bu ağacın arka tarafına girip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?
Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.
Cümleler kısa olduğu sürece Google Çeviri oldukça iyi çeviri sunar.
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?