Examples of using "Tartani" in a sentence and their turkish translations:
O sürecek.
Mola zamanı.
Onu sıcak tutacağım.
Onu saklamak ister misin?
Seni hayatta tutmaya çalışıyorum.
Bunu bir sır olarak saklayacağım.
- Bir sırrı nasıl saklayacağımı biliyorum.
- Ben nasıl sır tutulacağını bilirim.
Onu bir sır olarak saklar mısın?
Onu belli bir mesafede tutmak istiyor.
onun olabilirliğini daha mümkün görüyoruz.
bu kurallara uyacağını keşfetti.
Canım dinlenmek istiyor.
Onu aklımda tutacağım.
Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.
Ona ayak uydurmak zor.
Bu sonsuza kadar sürmeyecek.
Ben sır tutmada iyiyimdir.
Devam etmeye çalış.
Bunu saklamak istiyorum.
Onun ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikrim yok.
O yaklaşık ne kadar sürecek?
Personel memurlarının birçoğu yukarı.
O, sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.
Bir parti vermek hoş olurdu.
Sanırım mola verme zamanı.
Ben Tom'u tutmak istiyorum.
Gözlerimi kapalı tutacağım.
Bunun ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
Tom sır tutmakta iyi değildir.
Sanırım mola vermemin zamanıdır.
Biz uymak istiyoruz.
Bebeği doğurmak istiyor.
O kadar uzun sürmez.
Biz üçümüz birbirimizden ayrılmayacağız.
Burada bir araba sahibi olmak pahalı bir zevktir.
Ne kadar sürer?
fikrinin kabul edilmediği bir iş yeriyle konuştum.
Tutkularımızı kontrol etmeliyiz.
Arkadaşlığımız devam etmedi.
Bob Tilkiye evde bakmak istedi.
Gözlerimi açık tutamıyorum.
Başbakan yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
Bunun hakkında yarın toplantı yapabilir miyiz?
Tom'u beladan korumaya çalışıyorum.
O çok zaman alacak.
Bu sadece kısa bir süre alacak.
Hatırlayacak bir sürü şifre var.
Bir dairede köpek beslemek doğrudur.
Bir dairede köpek beslemek doğru değildir.
- Sınav uzun sürmeyecek.
- Muayene uzun sürmeyecek.
Tom Mary'den uzak kalmaya çalıştı.
Tom çalınan parayı kendisi için saklamaya niyet etti.
Atın üzerinde dik duramadım,
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
Bunun ne kadar süreceği hakkında kaba bir fikrin var mı?
Bunun ne kadar süreceğinden emin değilim.
Anne ve babaları onları ayrı tutmaya çalıştılar.
Tom sınıfa ayak uyduramadı.
Bunu benim için tutabilir misin?
Apartmanda evcil hayvanlara izin verilmez.
onları hayatta tutan tek şey yüksek dozda verilen antibiyotikler.
- Sır tutabilir misin?
- Sır saklayabilir misin?
- Bir sır tutabilir misin?
Tom beş dakika boyunca nefesini tutabilir.
Sır saklayabilirim.
Kurallar kırmak için değil, uyulmak içindir.
Sır saklamada iyi misin?
Tom Mary'ye bir sır tutabilip tutamayacağını sordu.
Yönetebilirim.
Aşkımızın sonsuza dek süreceğini düşündüm.
Sadece insanlara, sürece saygılı olmalısınız
aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.
Çok yorgunum, gözlerimi güçlükle açık tutabiliyorum.
Ben senin sözünü tutacağından eminim.
Kız arkadaşım hamile ve bebeğe bakmak istiyor.
Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.
Tom Mary ile genellikle kendine sakladığı şeyler hakkında konuştu.
Bu çok uzun sürecek.
Durup gülleri koklaman gerekir.
Tom ve Mary önümüzdeki cuma akşamı bir hoş geldin partisi verecek.
Burada yaşamaya alışmak uzun zamanımı alacak.
Toplaşarak, dondurucu soğuklardan sağ çıkacak ısıyı koruyabiliyorlar.
Lütfen çok hızlı yürüme. Sana ayak uyduramıyorum.
Onun, Schrodinger'in denklemini hesap makinesini kullanarak çözmesi ne kadar sürer merak ediyorum.
Oh hayır. Annemden planı gizli tutmak için çok uğraştım ama o zaten öğrendi.
Tom onu zamanında yapmayacak.
Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede kalmak için hareket etmeye devam etmelisin.
Bunu izlemek istiyorum.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Bu korkunç sınav döneminden geçer geçmez parti vereceğiz.