Examples of using "Fog" in a sentence and their turkish translations:
Bu patlayacak.
Yağmur yağabilir.
O, muhtemelen gelecek.
Bu incitecek.
Kar yağacak.
Yağmur yağacak mı?
O yürüyecek.
O gelecek.
Bu uyar mı?
Bunu seveceksin.
Bunu özleyeceğim.
Yağmur yağacak.
O çalışacak.
Onu yapacaksın.
Bu incitecek mi?
Kesin yağmur yağacak.
O sürecek.
Tom yaşayacak.
- O olmayacak.
- O meydana gelmeyecek.
Onunla ne yapacaksın?
Bu mümkün olmayacak.
Ben başarılı olmayı umuyorum.
Tom kesinlikle özlenecek.
Yakında kar alıyor olacağız.
- Kaça mal olacak?
- Ne kadar tutacak?
- Ne kadara mal olacak?
O ölecek mi?
Bugün yağmur yağacak mı?
O, seni bekliyor olacak.
Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?
O, muhtemelen gelecek.
- O çalışmaz.
- O işe yaramaz.
Yarın kar yağacak.
Ne olacak?
O gelecek mi?
Tom yatakları düzeltecek.
O ne zaman eve dönecek?
Bu işe yarayacak.
Bu yardımcı olur.
O değişecek.
Tom bekleyecek.
Tom konuşacak.
Tom başarılı olacak.
Tom kalacak.
Tom hatırlayacak.
Tom ödeyecek.
Tom yönetecek.
Tom kaybedecek.
Tom geliştirecek.
Tom ağlayacak.
Tom arayacak.
Tom konuşacak.
Çok geçmeden yağmur yağabilir.
Onun başarılı olacağını umuyorum.
O yakında gelecek.
- Hangi dişin ağrıyor?
- Hangi diş acıyor?
O beni yenemez.
O yarın beyzbol oynayacak.
Sanırım bu işe yarayacak.
Bu incitmeyecek.
Bu çökecek.
Bu saatler sürer.
Tom kaybedecek.
Muhtemelen yağmur yağacak.
Yarın yağmur yağacak.
Umarım yağmur yağar.
Tom gelecek.
Tom ödeyecek.
Bu devam edecek.
Belki de o çalışacak.
O gelecek sefer işe yarayacak.
O sana zarar vermeyecek.
Bu olacak.
O muhtemelen olacak mı?
Kim yemek pişirecek?
Tom yemek pişirecek.
Tom karar verecek.
Kim araba sürecek?
Tom araba sürecek.
Tom mücadele edecek.
Tom itaat edecek.
Tom cevap verecek.
Tom açlıktan ölecek.
Kim başaracak?
Biz başarılı olacağız.
Tom çalışacak.
Tom arayacak.
Tom yönetecek.