Examples of using "Szándékában" in a sentence and their turkish translations:
O bize yardım etmek niyetinde mi?
- Tom, Boston'a dönmek gibi bir niyetinin olmadığını söylüyor.
- Tom'un Boston'a dönmeye niyeti yokmuş, öyle söylüyor.
Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.
Onun seninle evlenmeye niyeti olmadığı açık.
ana kar alanları olan düzeni değiştirmeye hiç niyeti yokken
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
Tom nerede fotoğraf çekmeyi planlıyor?
Tom'un yaz tatilini nerede geçirmeyi planladığını bilmiyorum.