Examples of using "Fájdalmat" in a sentence and their turkish translations:
Ben hiç acı hissetmiyorum.
- Neren ağrıyor?
- Nereniz ağrıyor?
- Göğsümde keskin bir ağrı var.
- Göğsümde şiddetli bir ağrı var.
Karnında herhangi bir acı hissediyor musun?
Beni çok incitiyorsun.
Bu acıya dayanamam.
ebeveynlerin arasında kalarak inciniyor.
Nedir seni yaralayan acı
Benim burada bir ağrım var.
- Midemde şiddetli bir ağrı hissettim.
- Karnıma şiddetli bir ağrı girdi.
Tom, ağrı için yüksek bir eşiğe sahiptir.
Bu acıya katlanamıyorum artık.
Seyircinin rahatı için karanlığı süslüyor, acıyı kesiyor
Herhangi bir ağrın var mı?
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
Çiğnerken dişin ağrıyor mu?
Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.
Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı.
Bu ilaç ağrıyı dindirecektir.
Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.
Onlar seni incitti mi?
Bunu seni incitmek için söylemiyorum, ancak gerçek bu.
Gerçekten balıkların acı hissetmediğini mi düşünüyorsun?