Examples of using "Mondja" in a sentence and their turkish translations:
Onu herkes söylüyor.
şöyle diyor:
Onun konuşması doğrudur.
O yalnız olduğunu söylüyor.
Lütfen daha yüksek sesle konuşun.
"Aah" deyin.
Onu kim söylüyor?
Nerenin ağrıdığını bana söyle.
Onu Macarca söyle!
Bunu Rusça söyle!
Onu Yunanca söyle!
O, derhal geleceğini söylüyor.
Herkes peynir desin.
O onun geleceğini söylüyor.
Köpek acaba,
- Tom zengin olduğunu söylüyor.
- Tom onun zengin olduğunu söylüyor.
Tom kazanacağını söylüyor.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Onu İngilizce söyle.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.
Yaşantısının monoton olduğunu söylüyor.
Neden bunu ona söylemiyor?
Bana polis karakolunun nerede olduğunu söyle.
O benim dikkatli olduğumu söylüyor.
Tom'un söylediği gibi yap.
Konuşmaya devam et, çünkü iyi konuşuyorsun.
Tom onun işe yaradığını söylüyor.
Para çaldığımı kim söylüyor?
Tom işten kovulduğunu söylüyor.
Kimse size söylemeyecek.
"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.
Bunu söyleyebileceğini ummuştum.
Neden herkes her zaman onu söylüyor?
O bir şey istediği zaman "istiyorum" istemediği zaman "hayır" der.
Mikrofonu eline alıyor ve şunu diyor:
Lütfen bana öncelikle ne yapmam gerektiğini söyle.
Tom gelmeyeceğini söylüyor.
Tom doğruyu söylüyor gibi görünüyor.
Tom kim olduğunu söylediği kişi değil.
Tom çok konuştuğumu söylüyor.
Tom iyi hissettiğini söylüyor.
Tom zengin olduğunu söylüyor.
Tom onun bir yalan olduğunu söylüyor.
Tom gitmediğini söylüyor.
Tom aç olmadığını söylüyor.
Onu neden öldürdüğünü bize söyle.
Tom, Mary'yle konuşmak istediğini söylüyor.
Umarım Tom Mary'ye söylemez.
Tom sana seni sevdiğini hiç söylüyor mu?
Tom hiç düşmanı olmadığını söylüyor.
O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.
Tom çok küfür ettiğimi söylüyor.
- Tom Boston'a gitmek istediğini söylüyor.
- Tom, Boston'a gitmek istediğini söylüyor.
Tom beklemem gerektiğini söylüyor.
Tom bunu yakında değiştirmeyi umuyor.
Tom hiç kamyon sürmediğini söylüyor.
Tom hiç mısır yetiştirmediğini söylüyor.
Tom hiç inek sağmadığını söylüyor.
Annem sık sık zamanın nakit olduğunu söyler.
Tom test için hiç çalışmadığını söylüyor.
Aileden birini kaybetmekten konuşuyorlarsa
Bir inanışa göre,
Tom ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.
Tom her şeyi gördüğünü söylüyor.
Çok utangaçtır bu yüzden "Seni seviyorum." diyemez.
Tom babamla tanıştığını söylüyor.
Tom hiç Fransızca bilmediğini söylüyor.
Tom gelecek hafta Mary'yi arayacağını söylüyor.
Tom öbür gün Boston'a gitmek zorunda söylüyor.
Tom gerçekten dans etmekten hoşlandığını söylüyor.
Tom iyi olduğunu söylüyor.
Tom yalan söylemez.
Sadece bana bilmek istediğimi söyle.
Tom bana Boston'da olduğunu söylüyor.
Tom bir planı olduğunu söylüyor.
Tom seni beklemek istemediğini söylüyor.
Tom onu yapmadığını söylüyor.
Tom onu yapmak istemediğini söylüyor.
Tom her yıl buraya geldiğini söylüyor.
Lütfen bana otelin nerede olduğunu söyler misiniz?
Tom Mary'nin hatalı olduğunu söylüyor.
Tom, bunu yapacak durumda olmadığını söylüyor.
Tom Mary'nin bir şey yemesi gerektiğini söylüyor.
Tom çok yorgun hissettiğini söylüyor.
- Tom, Mary'nin daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor.
- Tom, Mary'nin daha dikkatli olmak zorunda olduğunu söylüyor.
Tom, Mary'nin hep Boston'da yaşadığını söylüyor.
Tom hiç Fransızca öğrenmediğini söylüyor.
Tom, Mary'yi hiç dans ederken görmediğini söylüyor.
Tom çok küfür ettiğimi söylüyor.
Tom yarın bunu yapacağını söylüyor.
Bize doğruyu söyle.
Dili konuşmasa da Macar olduğunu söylüyor.
Lütfen bana havalanına nasıl gideceğimi söyle.
Ona bu konudan bahsetme.
Herkes onun iyi bir insan olduğunu söylüyor.
Tom buna hâlâ inanamadığını söylüyor.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
Tom'un doğruyu söylediğine oldukça eminim.
Tom eve gelmene izin vermeyeceğini söylüyor.
O her zaman karısına karşı doğru olduğunu söylüyor.