Examples of using "Veled" in a sentence and their turkish translations:
Barış seninle olsun.
Seninle gitmemi ister misin?
Ben seninle gitmek istiyorum.
Seninle işim bitti.
Seninle gelebilir miyim?
Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?
Size katılıyoruz.
- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.
Allah yardımcın olsun.
Seninle konuşabilir miyim?
Ben sizinle birlikte gidebilir miyim?
- Sizinle geleceğim.
- Seninle geliyorum.
- Seninle gideceğim.
- Seninle birlikte gidiyorum.
- Seninle gidiyorum.
- Seninle gidiyor olacağım.
Katılıyorum sana.
Sana yarın bildireceğim.
Seninle birlikte mi gitmeliyim?
- Şimdi sana katılıyorum.
- Şimdi seninle aynı fikirdeyim.
Sana yetişeceğim.
Ben daha sonra sana bildireceğim.
Seninle güvende hissediyorum.
Seninle olmayı gerçekten seviyorum.
Gerçekten sana acıyorum.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.
Seninle dans etmeme izin ver.
Seninle gitmek istiyorum.
Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.
- Seninle konuşmam lâzım.
- Seninle konuşmam gerek.
- Seninle konuşmak istedim.
- Sizinle konuşmak istedim.
- Mary seninle birlikte mi?
- Mary yanında mı?
Tom seninle birlikte mi?
Seninle konuşmayı seviyorum.
Seninle konuşmak istiyorum.
Seninle olmak istedim.
Ben seni görmek istiyorum, lütfen.
Seninle gitmekten mutlu olurdum.
Sana ne oldu?
Herkes sizinle aynı fikirde.
Biz size bildireceğiz.
Seninle bir yerde görüşebilir miyim?
Tom seninle değil mi?
- Selametle.
- Hadi selametle.
O seninle tanışmak istiyor.
Sizinle kimse var mıydı?
- Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
- Sana tamamen katılıyorum.
- Ben tamamen size katılıyorum.
- Ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.
Seninle aynı fikirde olmaya başlıyorum.
Seninle olmayı tercih ederim.
Sana kıyak geçeceğim.
- Seninle çalışacağım.
- Sizinle çalışacağım.
Sizi göreceğiz.
Sizinle hiçbir tartışmamız yok.
Tom seninle gidiyor mu?
Tom seninle konuştu mu?
Bizim seninle konuşmamız gerek.
Seninle ne yapacağım?
Evet, seninle geleceğim.
Ben seninle mutluydum.
Seninle kim gitti?
Seninle aynı fikirdeyim, Tom.
Seninle olmak harika.
Kim seninleydi?
Tom, seninle başlayacağız.
Seninle öğle yemeği yemiyorum.
Seninle aynı fikirdeyim.
Herkes seninle konuştu mu?
Senin görüşünü paylaşıyorum.
- Seninle kahvaltı yemek istiyorum.
- Seninle kahvaltı yapmak istiyorum.
- Sizinle kahvaltı yapmak istiyorum.
- Seninle sevişmek istiyorum.
- Seninle aşk yapmak istiyorum.
Seninle konuşmak istiyorum.
- Seninle birlikte mi gitmeliyim?
- Seninle gitmek zorunda mıyım?
- Bu konuda sana katılıyorum.
- Bu hususta seninle hemfikirim.
Her zaman seninle olacak.
Yanında kim var?
Kim seninle yemek yedi?
Hoşça kal.
Seninle olmak istemiyorum.
Seninle Türkçe öğrenmek eğlencelidir.
"Paula ne oldu yahu?
Biz aynı yaştayız moruk!
Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.
Köprüye kadar seninle gideceğim.
Seninle gerçekten konuşmam lâzım.
Tom seninle sohbet etmek istiyor.
Seninle biraz konuşabilir miyim?
Seninle gelmemi ister misin?
Bir şey hakkında seninle konuşmamız gerek.
- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.
Seninle yürümek istemiyorum.
Bunu seninle paylaşmak istiyorum.
- Seninle tartışmak istemiyorum.
- Seninle kavga etmek istemiyorum.
Neden seninle gitmek istiyorum?
Seninle olmaktan hoşlanıyorum.
Seninle birlikte yaşamak bir kabus olurdu.
Seni görmeliyim.
- Seninle birebir konuşmam lâzım.
- Sizinle bizzat konuşmam gerekiyor.
Tom seninle konuşmak istiyor.