Translation of "Marynek" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Marynek" in a sentence and their turkish translations:

Marynek műcsöcsei vannak.

Mary'nin takma göğüsleri var.

Tom megbocsátott Marynek.

Tom, Mary'yi affetti.

Tom elmondta Marynek.

Tom, Mary'ye söyledi.

Tom hazudott Marynek?

Tom Mary'ye yalan söylüyor mu?

Marynek nagy szemei vannak.

Mary'nin büyük gözleri var.

Tom gyakran hazudik Marynek.

Tom sık sık Mary'ye yalan söylüyor.

Tom süteményt sütött Marynek.

Tom Mary için bir pasta pişirdi.

Marynek csinos pasija van.

Mary'nin sevimli bir erkek arkadaşı var.

Marynek női testőre van.

Mary bir bayan koruma.

Tom felajánlott pénzt Marynek.

Tom, Mary'ye para teklif etti.

Tom sosem hazudott Marynek.

Tom, Mary'ye hiç yalan söylemedi.

Tom mindent Marynek adott.

Tom Mary'ye her şeyi verdi.

Marynek addiktív személyisége van.

Mary bağımlı bir kişiliğe sahiptir.

Adtam Marynek egy könyvet.

Mary'ye bir kitap verdim.

Tom csalódást okozott Marynek.

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğrattı.

Tom beszélt Marynek Johnról.

Tom Mary'ye John'dan bahsetti.

Tom vett valamit Marynek.

Tom, Mary için bir şey satın aldı.

- Tomnak szándékában állt elmondani mindent Marynek.
- Tom ki akart tálalni Marynek.

Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.

Tom vásárolt egy ajándékot Marynek.

Tom Mary için bir hediye aldı.

Tom zöld utat adott Marynek.

Tom Mary'ye onay verdi.

Tom megkért, hogy segítsek Marynek.

Tom benden Mary'ye yardım etmemi istedi.

Tom jelezte Marynek, hogy várjon.

Tom Mary'ye beklemesini işaret etti.

Egy almát adott Marynek Tom.

- Tom, Mary'ye bir elma verdi.
- Tom Mary'ye bir elma verdi.

Tom miért akar Marynek segíteni?

Tom neden Mary'ye yardım etmek istiyor?

Tom tett Marynek egy szívességet.

Tom Mary'ye bir iyilik yaptı.

Tom elmondott egy titkot Marynek.

Tom Mary'ye bir sır söyledi.

Tom átadta Marynek a tárcáját.

Tom Mary'ye cüzdanını uzattı.

Tom több pénzt adott Marynek.

Tom, Mary'ye daha fazla para verdi.

Tom mondta Marynek, hogy siessen.

Tom Mary'ye acele etmesini söyledi.

Tom vásárolt Marynek egy ajándékot.

- Tom Mary için bir hediye aldı.
- Tom Mary'ye bir hediye aldı.
- Tom, Mary için bir hediye aldı.

Tom vonakodott megadni Marynek, amit kért.

Tom onun istediği şeyi Mary'ye isteksizce verdi.

Tom vett Marynek egy drága karkötőt.

Tom Mary'ye pahalı bir bilezik aldı.

Tom adott Marynek egy francia szótárat.

Tom Mary'ye Fransızca bir sözlük verdi.

Tom adott Marynek egy választási lehetőséget.

Tom Mary'ye bir seçenek önerdi.

Tom jelezte Marynek, hogy álljon meg.

Tom Mary'ye durmasını işaret etti.

Tom vett Marynek egy doboz sütit.

Tom Mary'ye bir kutu kurabiye aldı.

Tom adott Marynek egy régi érmét.

Tom, Mary'ye eski bir sikke verdi.

Tom odaadta Marynek a zöld füzetet.

Tom, Mary'ye yeşil defteri uzattı.

Tom átadott Marynek egy fehér borítékot.

Tom, Mary'ye beyaz bir zarf uzattı.

Tom átadott Marynek egy kék mappát.

Tom, Mary'ye mavi bir dosya verdi.

Tom úgy vélte, hogy tetszett Marynek.

Tom, Mary'nin onu beğendiğini düşünüyordu.

Tom vett Marynek egy apró ajándékot.

Tom Mary'ye küçük bir hediye aldı.

Tom üzenetet hagyott Marynek az üzenetrögzítőjén.

Tom Mary'nin cevaplama makinesine bir mesaj bıraktı.

Tom vett Marynek egy kis csokoládét.

Tom Mary'ye birkaç çikolata aldı.

Tomnak és Marynek segítségre van szüksége.

Tom ve Mary'nin yardıma ihtiyacı var.

Tom vett Marynek egy doboz csokit.

Tom Mary'ye bir kutu çikolata aldı.

Tom vett Marynek egy szép ajándékot.

Tom Mary'ye güzel bir hediye aldı.

Remélem, Tom nem mondja el Marynek.

Umarım Tom Mary'ye söylemez.

Csak nem akarta Marynek elmondani Tom.

Tom sadece Mary'ye söylemek istemedi.

Tom szerzett Marynek egy kis csokoládét.

Tom Mary'ye birkaç çikolata aldı.

Tom adott Marynek egy kis csokoládét.

Tom Mary'ye biraz çikolata verdi.

Tom vett Marynek egy szülinapi ajándékot.

Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi aldı.

Tom vett Marynek egy drága esernyőt.

Tom Mary'ye pahalı bir şemsiye aldı.

Tom azt hallotta Marynek kislánya született.

Tom Mary'nin sadece bir kız bebeği olduğunu duydu.

Próbáltam rávenni Tomot, hogy segítsen Marynek.

Tom'a Mary'ye yardım ettirmeye çalıştım.

Tom mondta Marynek, hogy ne tegye.

Tom Mary'ye onu yapmamasını söyledi.

Muszáj Tomnak és Marynek azt tenni?

Tom ve Mary bunu yapmak zorunda mı?

Tom nyitva hagyta a kocsi ajtaját Marynek.

Tom Mary için araba kapısını açık tuttu.

Ne mondd el Marynek, hogy tőlem tudod.

- Mary benden duymuş olmasın.
- Mary'ye sana bunu benim söylediğimi söyleme.

Tom adott Marynek egy pár gyémánt fülbevalót.

Tom Mary'ye bir çift elmas küpe verdi.

Tom vett Marynek egy pénztárcát a születésnapjára.

Tom Mary'ye doğum günü için bir cüzdan aldı.

Tom ma reggel írt egy levelet Marynek.

Tom, Mary'ye bu sabah bir mektup yazdı.

Tom javasolta Marynek, hogy kérjen bocsánatot Johntól.

Tom Mary'ye John'a özür dilemesini önerdi.

Marynek van egy nővére és egy öccse.

Mary'nin bir ablası ve daha küçük bir erkek kardeşi var.

Marynek sok barátja és nagy tehetsége volt.

Mary'nin birçok arkadaşı vardı ve çok yetenekliydi.

Bárcsak ne mondta volna el Tom Marynek.

Keşke Tom Mary'ye söylemeseydi.

Tom Marynek adta az első szelet tortát.

Tom pastanın ilk parçasını Mary'ye verdi.

Tom játszott egy dallamot Marynek a bendzsóján.

Tom banjosunda Mary için bir melodi çaldı.

Amit Tom mondott Marynek, nem volt igaz.

Tom'un Mary'ye söylediği doğru değildi.

Tom elmondta Marynek, hogy el akar válni.

Tom Mary'ye boşanmak istediğini söyledi.

Tom vett Marynek egy jó kis kamerát.

Tom Mary'ye güzel bir kamera aldı.

Tom vett Marynek egy meglehetősen drága kamerát.

Tom Mary'ye oldukça pahalı bir kamera aldı.

Tom szeretett volna segíteni Marynek állást találni.

Tom, Mary'nin iş bulmasına yardımcı olmak istedi.

Tomnak több időt kellett volna adnia Marynek.

Tom'un Mary'ye daha fazla zaman vermesi gerekirdi.

- Tom még nem mondta el Marynek, ami történt.
- Tom még nem mondta el Marynek, hogy mi történt.

Tom ne olduğunu henüz Mary'ye söylemedi.

Tom adott Marynek ezer dollárt egy barna papírzacskóban.

Tom kahverengi kağıt bir çantada Mary'ye 1000 dolar verdi.

Tom nem tudja kinek higgyen: Johnnak vagy Marynek.

Tom kime inanacağını bilmiyor: John'a mı yoksa Mary'ye mi?

Tom csak annyit tudott mondani Marynek, amit tudott.

Tom Mary'ye sadece bildiğini söyleyebildi.

Tom azon tűnődött, hány pár cipője van Marynek.

Tom Mary'nin kaç çift ayakkabısı olduğunu merak etti.

- Csináltam Marynek egy babát.
- Készítettem Máriának egy játékbabát.

Mary'ye bir bebek yaptım.

Tom azt mondja, Marynek nem szabad azt tennie.

Tom Mary'nin bunu yapmasına izin verilmediğini söylüyor.

Tom nem engedte Marynek, hogy a többi gyerekkel játsszon.

Tom, Mary'nin diğer çocuklarla oynamasına izin vermedi.

Azt hittem Tomnak és Marynek Bostonban kellett volna lenniük.

Tom ve Mary'nin Boston'da olmaları gerektiğini düşünüyordum.

Tom nem mondta el Marynek, hogy ő már házas.

Tom Mary'ye zaten evli olduğunu söylemedi.

Tomnak soha nem állt szándékában, hogy fájdalmat okozzon Marynek.

Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.

Tényleg úgy gondolod, hogy Tom majd segíteni tud Marynek?

Tom'un Mary'ye yardım edebileceğini gerçekten düşünüyor musun?

Tom felírta a számát egy darab papírra, és átadta Marynek.

Tom bir kağıt parçasına telefon numarasını yazdı ve onu Mary'ye verdi.

Tom tanácsolta Marynek, ne higgyen el mindent, amit John mond.

Tom, Mary'ye John'un söylediği her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Tom azt mondta Marynek, hogy nem kellene sötétedés után egyedül sétálnia.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Tom azt tanácsolta Marynek, hogy ne kérjen túl sok pénzt Johntól.

Tom, Mary'ye John'dan çok fazla ödünç para almamasını tavsiye etti.

Tom adott egy kést Marynek, hogy meg tudja hámozni az almákat.

Tom Mary'ye elmaları soyabilsin diye bir bıçak verdi.

Tom azt gondolta, hogy Marynek át kellene mennie John házába segíteni neki.

Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.

- Tom Marynek azt mondta, hogy jó az ő francia tudása.
- Tom megdicsérte Mary francia nyelvtudását.

Tom, Mary'ye Fransızcasının iyi olduğunu söyledi.