Examples of using "Rosszul" in a sentence and their turkish translations:
Onu yanlış yapıyorsun!
Onu yanlış yapıyorsun.
Onu yanlış anladın.
Ben hastaydım.
Yanlış duydunuz.
Ben onu yanlış anladım.
Ben çok kötü uyudum.
Sonradan kötü hissettim.
- Midemi bulandırıyorsun.
- Sen beni hasta ediyorsun.
Kendimi kötü hissediyorum.
Bunu yanlış söyledim.
Neyi yanlış yapıyorum?
Kusacak gibi mi hissediyorsun?
Sen yanlış bilgilendirilmişsin.
O hasta hissediyordu.
Tom onu yanlış yaptı.
Tom kötü tepki gösterdi.
Neyi yanlış yaptınız?
Kötü hissettim.
O kötü hissetmedi.
Sessizlik yanlış anlaşılabilir, ama asla yanlış aktarılamaz.
Evet, kötü görünüyor.
Konuyu hep yanlış anladık.
Onları görerek yakalayamaz.
O kötü davrandı.
Midem bulanmıyor.
Bugün kötü hissediyorum.
Bir haftadır kendimi kötü hissediyorum.
Çok kötü bir şekilde Fransızca konuşuyorum.
O yanlış bir şey yapmadı.
Hasta mısın?
Hastaydın.
Tom gerçekten hastalandı.
Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
O, hasta gibi görünüyordu.
Hastayım.
O kötü görünüyordu.
Tom kötü hissetti.
Tom kötü görünüyor.
Hasta mıydın?
Bu beni hasta hissettiriyor.
Onlar bana kötü muamele etmedi.
Ben çok hasta hissediyorum.
Tom her şeyi yanlış yaptı.
Onu yedikten sonra hasta oldu.
Tom onu yanlış yapıyor.
Dün gece çok kötü uyudum.
Bence bunu yanlış yapıyorsun.
RR: Ben duymakta biraz sorun yaşıyorum.
ki bu toplantıların çoğu da vasat kalırdı.
Ama gece iyi göremediklerinden...
Hastalandım.
O, yanlış numara çevirdi.
Neyi yanlış yaptığımı bilmek istiyorum.
Çok kötü görünmüyor.
Poirot'un adı sık sık yanlış telaffuz edilir.
Her şey onun için yanlış gitti.
İyi uyuyamadım.
İnsanlar sık sık kötü seçimler yapar.
Bazı şeyler işe yaramadı.
Bu beni hasta ediyor.
Her şey hatalı gitti.
Tom hasta.
Saldırı kötü bir şekilde koordine edildi.
Neyi yanlış yaptığımı bana söyle.
Görünüşe göre bunu yanlış şekilde yaptım.
Kötü yapmak, harekete geçmenizi sağlar.
Niçin bununla ilgili kötü hissetmeliyim?
Çocuk bunaltıdan hasta oldu.
Söylediğim hakkında kötü hissediyorum.
Ben neyi yanlış yaptım?
- Mayalanmış soya fasulyesi kokusu onu hasta eder.
- Mayalanmış soya fasulyesi kokusu onu iğrendirir.
Tom hastaydı.
- İş gerçekten yavaşladı.
- İşler gerçekten kesatlaştı.
O kötü hissetti.
Yalan söyleme hakkında kötü hissediyorum.
Benim işitmem kötü.
Bana neyi yanlış yaptığımı söyle.
İşitme güçlüğü vardı ve yürüyemiyordu.
Kendimi kötü hissettim.
Ben bütün gece üşüdüm ve huzursuz hissettim.
O hasta gibi görünüyor.
O kadar kötü hissettiğinin farkında değildim.
Fast food yemekten bıkmadın mı?
Bu sabah uyandığımda, kendimi biraz rahatsız hissettim.
Sadece kan görme onu bitkin düşürüyor.
Tamamen yanılıyorsun.
Tom genellikle insanların isimlerini yanlış telaffuz eder.
Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,
ne tür bir dokunuşun kötü hissettirdiğini daha iyi bilebilirsiniz
Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi?
Biraz daha yersem, hasta olacağım.
Jessie Fransızcayı kötü; Almancayı daha da kötü konuşuyordu.
Tom hasta değildi.