Examples of using "Tőled" in a sentence and their turkish translations:
Sana bir soru sorabilir miyim?
Biz size bağlıyız.
Ben sana bağlıyım.
Benden iğreniyorsun.
Onlar senden korktular.
Onlar senden korktular.
Onu senden alabilir miyim?
Senden korkuyorum.
Onu senden öğrendim!
Sizden bir iyilik rica edebilir miyim?
O tamamen sana kalmış.
O sana ne sordu?
- Midemi bulandırıyorsun.
- Sen beni hasta ediyorsun.
Onu senden öğrendim.
Beni sinirlendiriyorsun.
Senden çok şey öğrendim.
- Bu size kalmış değil.
- Bu size bağlı değil.
Neden senden korkmalıyım?
- O sana kalmış.
- Sana bağlı.
Onu bana sen öğrettin.
Onlar sana ne sordu?
Hepsi sizden korkuyor.
Ne kadar güzelsiniz!
Senden korkmam gerekiyor mu?
Senden bir şey istemiyorum.
Sana bir sorum var.
Sana bir soru sormak isterim.
Senden çok şey öğreniyorum.
Sana bir şey soracağım.
Sen korkmuşsun.
Senden izin istemiyorum.
Artık senden korkmuyorum.
Beni etkilemiyorsun.
- Senden bir iyilik istemem gerekiyor.
- Senden bir iyilik istemeliyim.
O size kalmış.
Senden daha iyisini bekliyordum.
Sana bir soru sorabilir miyim?
Ödünç alabileceğim bir kravatınız var mı?
- Senden hiçbir şey istemiyoruz.
- Sizden hiçbir şey istemiyoruz.
Tom sana ne sordu?
Bu tam olarak senden beklediğim şey.
Tüylerimi ürpertiyorsun.
Herhangi bir şey için sana asla soru sormadım.
Öyle dediğini duyduğuma memnun oldum.
Onu yapmanı asla istemem.
Tom senden korkmayacak.
Tom senden ne kadar aldı?
Beni eve götürmen kibarlık.
Pek iyimser gelmiyorsun.
Gelmen güzeldi.
Onu senden öğrendim.
Beni etkiliyorsun!
Yavaş yavaş sinirime dokunuyorsun.
Sanırım bu sana ait.
Onu söylediğini duyduğuma mutlu oldum.
Bugün sizden bir e-posta almadım.
Çok naziksiniz.
Elinizden gelenin en iyisini yapın!
Senin bana doğruyu söylemeni bekliyorum.
Tom'a saygıyla davranacağını umuyorum.
Sanırım Tom senden korkuyor.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
Sizden büyük bir iyilik istiyorum.
Sana sormak istediğim şey bu.
İşte senden ödünç aldığım para.
Bana yazdığın tüm mektupları yırttım.
Sizinle ilgili soracak sadece bir şeyim var.
Ben sadece senden biraz sabır istedim.
Bu sana bağlı.
Sana bir şey sorabilir miyim?
Bana bir şemsiye ödünç verdiğiniz için çok naziktiniz.
Onu alıp almayacağımız size bağlı.
Ben o tür risk almanı isteyemem.
Senden istediğim herhangi bir şey düşünemiyorum.
Bugün sana başka bir şey sormayacağım.
Başımı ağrıtıyorsun.
Seni terk etmek zorundayım.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
Artık sizden korkmuyorum.
John'un her zaman okula niçin geç kaldığını merak ediyorum.
Sana soracak bir sorum var.
Çok naziksiniz.
En kısa sürede senden bir cevap istiyorum.
Ödevimde bana yardımcı olman çok hoştu.
''Bu tarafa oynat, şu tarafa çevir, ekranı göremiyoruz.''
Tom sana nerede olduğumu sorarsa, ona söyleme.
Ah, Tom! Bu harika bir zamanlama. Sana sormak istediğim bir şey var.
Onlar sana ne kadar ödetti?