Examples of using "Lehetőséged" in a sentence and their turkish translations:
Çok fırsatın vardı.
Bu senin son şansın.
En az üç seçeneğin var.
Ne yazık ki seçeneklerini tükettin.
Sadece iki tercih hakkın var.
Bunu başarmanın tek yolu dünyayı iyileştirmek,
Büyük bir potansiyele sahipsin.
Tek bir şansın olacak, onu da heba etme.
Bu senin tek atışın.
Fırsatın olduğunda caddenin aşağısındaki yeni restoranı gözden geçir.