Examples of using "Más" in a sentence and their turkish translations:
Herkes farklıdır.
Alternatif yok mu?
Başka seçenekler var mı?
doktora sonrası bilimsel araştırma bursluları ve profesörleri
Seçeneğin yok.
Diğer bir deyişle
Bu farklı.
değişiyor
Tom farklı.
Her şey farklı.
O farklı.
Her biri farklıdır.
Bu bütünüyle farklı.
Başka bir şey var mı?
Başka hangi seçeneklerim var?
Başka bir şey önemli değil.
Hepimiz aptalız, sadece farklı konularda.
bu grupların topluluk içinde telefon kullanma kuralları farklıdır.
Başka kim biliyor?
İçecek başka hiçbir şey yok.
Onlar için başka planlarım var.
Diğer kadınlarla çıkmak istiyorum.
Başka hiçbir organ,
Ama yeniden giriş ile ilgili
doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler
Başka seçenek yok.
Başka yolu yok.
Seçeneğimiz yok.
O farklıydı.
Başka bir şey yok mu?
Başka biri onu gördü mü?
- Bu başka bir olay.
- O başka bir mesele.
Yapacak başka bir şeyin yok mu?
- Başka bir seçeneğim yok.
- Benim herhangi bir başka seçeneğim yok.
Başka planlarım var.
O başka bir şeydi.
Bu farklı olurdu.
Başka bir çıkış yolu yok.
Hiç başka seçeneğimiz var mı?
Hiç başka yanıt yok.
Her kadın farklıdır.
Tom oldukça farklı.
Her gün farklıdır.
Başka herkes güldü.
Her durum farklıdır.
Başka hiçbir şey benim için önemli değildi.
Bizim başka borcumuz yok.
Ben farklıyım.
Şimdi farklıyım.
Oldukça farklı.
Başka kimse yok.
Başka bir şey yok.
Bu farklı olacak.
Başka fırsatlar olacak.
Başka seçenekler yok.
Bu farklı bir kategoridir.
Başka çözüm yok.
Başka herkes uyuyor.
- Başka bir yolu yok mu?
- Başka yolu yok mu?
- Başka bir önerim var.
- Bir başka önerim var.
- Bir önerim daha var.
Başka bir iş arıyorum.
Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
Başka kim buradaydı?
özellikle yasama organında
Bu farklı bir dünya.
Başka seçenekler de var mı?
Başka erkekler de ötmekte.
Onlar başka duyularına güvenmelidir.
Bugün olduğum kişi olmazdım.
yolumuza çıkıp çıkmayacağını bilemeyiz.
derin sohbetlere çok zaman ayırdım
Çünkü başka bir seçenekleri yok.
- Başka gelmeyen var mıydı?
- Başka kimse yok muydu?
- Olmasını düşündüğüm ile aynı değildi.
- Düşündüğümden farklıydı.
- Bazı başka randevularım var.
- Başka randevularım da var.
Bu başka bir hikaye.
Başka açıklama yok.
- Başka bir fikrin var mı?
- Başka bir düşüncen var mı?
Başka bir yol bulacağız.
Başka seçeneğimiz yoktu.
- Bunun hakkında başka kim biliyor?
- Başka kim bunu biliyor?
Başka kim sana yardım etti?
Başka hiç kimse anlamadı.
Başka seçenek yoktu.
Peki, o farklı.
- Başka ne?
- Başka?
Hiçbir alternatifim yoktu.
Başka bir seçenek görmüyorum.
Gerçekten söyleyecek başka bir şeyim yok.
Tom'un başka planları vardı.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
Başka bir şey olmadı.
Bana bir sebep ver.
Bana herhangi bir alternatif vermedin.
Başka bir şey çalışmıyor.