Examples of using "Látták" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u gördüler.
Onlar yüzlerimizi gördüler.
Ana'da kendilerini gördükleri yerlere.
Onun evden çıktığı görüldü.
O, caddeyi geçerken görüldü.
Onlar bir konferansta eski işverenlerini gördüler.
Şüphelinin en son boya damlamış marangoz pantolonu giydiği görüldü.
Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.
O, evin dışına giderken görüldü.
Tom'un arabası en son onun eski karısı öldürülmeden önceki gün mahallede görüldü.
- Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Hiç Tokyo Kulesini gördün mü?