Examples of using "Régi" in a sentence and their turkish translations:
Ama çok eski bir yer.
Bu eski.
Benim eski bir bisikletim var.
Biz eski arkadaşız.
Bunlar eski fotoğraflardır.
Kitap eskidir.
O eski moda bir şapka satıyor.
Bu çok eski.
Ekmek bayat.
Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
Eski günlüğümün sayfalarını karıştırmayı severim.
Bu eski bir Alman geleneği.
Bu eski bir hile.
O, eski bir şarkı çalmaya başladı.
Eski bir evde yaşıyorum.
Tom eski bir arkadaşım.
O benim eski bir arkadaşım.
O eski bir resim.
Bu eski bir isim.
Bu eski bir klişe.
Eski işimi özlüyorum.
Ben eski bir araba satın aldım.
Eski filmleri izlemez misin?
Tom eski bozuk paraları topladı.
- Ben eski bir dostum.
- Ben eski bir arkadaşım.
Eski bir arkadaşımı gördüm.
Roma eski bir şehirdir.
Eski bir arkadaşım taradından davet edildim.
O, eski ayakkabılar giydi.
Bu eski bir hikaye.
Eski kitapları severim.
Eski giysilerimi attım.
O, eski şarkıları söylemek istiyor.
Tom benim eski patronum.
John ve ben eski arkadaşız.
Bu eski bir yasadır.
Bu eski bir kitap.
Ne kadar eski bir kitap bu!
Bu kitap eski.
O eski bir piyano.
Eski dilleri öğrenmeyi severim.
Tom benim eski bir tanıdık.
- Ben eski kitapları severim.
- Ben eski kitaplardan hoşlanırım.
Caddede eski bir arkadaşa rastladım.
Hobim eski para toplamaktır.
Kyoto'da bir sürü eski tapınaklar var.
Londra'da eski bir öğrencimle karşılaştım.
- Nara, çok eski bir şehirdir.
- Nara çok eski bir şehir.
Prinçten yapılmış eski çaydanlığımı seviyorum.
Nara Kyoto kadar eski.
O tablo kaç yıllık?
Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında?
Eski ceketimi Tom'a verdim.
Tom çok eski ve sık kullanılan bir hileye kandı.
O bütün eski mobilyalarını bağışladı.
Dün eski bir arkadaşımı gördüm.
Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.
Geçenlerde eski bir arkadaşa rastladım.
Eski kitap küflüydü.
O eski bir Rus geleneği.
O, eski bir Japon geleneği.
O eski bir Kanada geleneğidir.
Bu eski bir Çin geleneği.
O gerçekten eski bir kitap.
O kitap gerçekten eski.
O çok eski bir kitap.
Eski kurallar geçerli değil.
Bazı çok eski pullara sahibim.
Tom eski cüzdanını attı.
Bu kilise kaç yıllık?
O kitap çok eski.
O çok eski bir şarkı.
Bir sürü eski mektup attı.
Bu bilgisayar kaç yaşında?
Tom eski bir tişört giydi.
İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.
Burada eski bir tapınak vardı.
Niçin öylesine eski bir arabayı istiyorsun?
Eski kale tepe üzerinde duruyor.
Doğduğum kasaba eski kalesiyle ünlüdür.
Onun evi küçük ve eski.
Eski gelenekler kaybolmaya devam ediyor.
Böyle eski bir arabayı niçin istiyorsun?
Eski erkek arkadaşların hakkında bir şey duymak istemiyorum.
Kısa bir zaman önce eski bir arkadaşımla karşılaştım.
Tom eski ve akordu bozuk bir piyano buldu.
Tom bana bazı eski paralar verdi.
Tom, Mary'ye eski bir sikke verdi.
Onlar bir konferansta eski işverenlerini gördüler.
Eski ceketimi atacağım.
Tom eski itfaiyenin hemen yanında yaşamaktadır.
Tom bahçede çok eski bir sikke buldu.
Eski ekonomik model tabii ki doğru;
Kendimiz için icat ettiğimiz
Yakın arkadaşımız Venüs sinekkapanına gideceğiz
Çocuk eski elbiselerine sığmayacak kadar büyüdü.
Buluşalım ve eski zamanlardan bahsedelim.
Arabamı yeni bir arabayla değiştirdim.
Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.