Examples of using "Alatt" in a sentence and their turkish translations:
Yeminlisin.
Göz açıp kapayıncaya kadar oldu.
O dönem boyunca, yatmaya daha erken giderdim.
Göz açıp kapayana kadar,
Kemoterapi sırasında,
Umutsuz olmalısın.
Sen tutuklusun.
Kolunun altında kitaplarını tutuyor.
Bir ağacın altına sığındım.
Bununla ne demek istiyor?
gönülden inanıyoruz ki
Ama üç hafta süresince,
eğitim alırken
Gecenin karanlığında...
O, masanın altındadır.
Ben en iyi baskı altında çalışırım.
Sen bunu fark etmeden önce döneceğim.
Sen bunu öğrenmeden önce biz geri döneceğiz.
O sürekli konuşuyordu.
Her şeyi kontrol altına aldım.
Ders esnasında konuşma.
Tom gözlem altında.
Ağacın altındayım.
O, sandalyenin altında.
Yıldızların altında uyudular.
Sürekli tartıştık.
O, ağacın altında uyuyordu.
O bir ağacın altında uyudu.
Güneşin altında yeni bir şey yok.
Masanın altında bir elma var.
Onun konuşması sırasında garip bir olay oldu.
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.
Tatile eğlenceli bir yerlere gittiniz mi?
kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim
Bir yıldan kısa bir sürede,
ve bir kemik iliği nakli sonrasında
Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken
diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.
sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.
Bir saniyeden az sürede geri sarıyor.
Köprünün altı karanlıktı.
- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.
Tom masanın altına saklandı.
Neden sıranın altındasın?
Bina yapım aşamasındadır.
O, tatili boyunca her gün golf oynadı.
Savaş sırasında askerdi.
Yatağın altında bir şey var.
O, ikizlere hamile.
- Her zaman buradaydım.
- Hep buradaydım.
Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.
Sistem bakım altında.
- Kaleniz saldırı altında.
- Kalen saldırı altında.
Sen bunu bilmeden önce orada olacağız.
Bunca zaman sinirliydim.
Erkek kardeşlerim ağacın altındadırlar.
Tom yoğun bir baskı altında.
Yol tamir ediliyor.
Hiçbir şey güneşin altında yeni değildir.
Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.
Tatil için nereye gideceksin?
Derimizin ötesinde kız ve erkek kardeşleriz
Nehir köprünün altından akar.
Londra'da kalırken onunla tanıştım.
Tom gösterisi sırasında uyuyakaldı.
Bazen duşta şarkı söylerim.
Bir yıl boyunca oğlum daha da güçlendi.
Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
Çatı, karın ağırlığı altında çöktü.
Sadece kendi mezarlarımızı kazıyoruz.
hayatı sevmenin en muhteşem yolu bu.
ve yer altına kilitliyorlardı.
fısıltılı yorumlar.
Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba
Ender görülen büyüleyici bir an bu.
Yiyecek çok... ...zaman az.
Dört gün içinde Moskova'nın üçte ikisi yok olmuştu.
Tatillerde genellikle ne yaparsın?
Moralim bozuk.
Yatağın altında bir kedi var.
Masanın altında bir köpek var.
Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.
O, kolunun altında bir paket tutuyordu.
Üç yılda üç kitap yazdı.
- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.
- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.
TV uzaktan kumandası kanepenin altında.
Tom bir gecede ünlü oldu.
On dakikada okula yürüyebilirim.
Sandalyeler ağacın altındadır.
Yatağımın altında bir canavar var.
O, üç dakikada 100 şınav çekti.
Kedi masanın altına gizlenmiş.
- Üç yılda üç kitap yazdı.
- O, üç yıl içinde üç tane kitap yazdı.
Bugün sıcaklık sıfırın altında.
Yeraltında yaşıyorlar.