Translation of "Alatt" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Alatt" in a sentence and their turkish translations:

- Eskü alatt áll.
- Eskü alatt állsz.

Yeminlisin.

- Egy szempillantás alatt megtörtént.
- Egy szempillantás alatt történt.

Göz açıp kapayıncaya kadar oldu.

Az alatt az időszak alatt korábban szoktam lefeküdni.

O dönem boyunca, yatmaya daha erken giderdim.

Egy szempillantás alatt

Göz açıp kapayana kadar,

A kemoterápiám alatt

Kemoterapi sırasında,

Magad alatt lehetsz.

Umutsuz olmalısın.

Letartóztatás alatt állsz.

Sen tutuklusun.

- A hóna alatt hordja könyveit.
- A hóna alatt tartja könyveit.

Kolunun altında kitaplarını tutuyor.

- Egy fa alatt kerestem menedéket.
- Egy fa alatt találtam menedéket.

Bir ağacın altına sığındım.

Mit ért ez alatt?

Bununla ne demek istiyor?

Hogy tíz év alatt

gönülden inanıyoruz ki

De három hét alatt

Ama üç hafta süresince,

A szeminárium ideje alatt,

eğitim alırken

A sötétség leple alatt...

Gecenin karanlığında...

Az asztal alatt van.

O, masanın altındadır.

Nyomás alatt dolgozom legjobban.

Ben en iyi baskı altında çalışırım.

Visszajövök egy szempillantás alatt.

Sen bunu fark etmeden önce döneceğim.

Visszajövünk egy szempillantás alatt.

Sen bunu öğrenmeden önce biz geri döneceğiz.

Egész idő alatt beszélt.

O sürekli konuşuyordu.

Mindent ellenőrzésem alatt tartottam.

Her şeyi kontrol altına aldım.

Ne beszélj óra alatt!

Ders esnasında konuşma.

Tom megfigyelés alatt van.

Tom gözlem altında.

A fa alatt vagyok.

Ağacın altındayım.

A szék alatt van.

O, sandalyenin altında.

A csillagok alatt éjszakáztak.

Yıldızların altında uyudular.

Egész idő alatt vitatkoztunk.

Sürekli tartıştık.

A fa alatt aludt.

O, ağacın altında uyuyordu.

Egy fa alatt aludt.

O bir ağacın altında uyudu.

- Semmi új a nap alatt.
- Nincs semmi új a nap alatt.

Güneşin altında yeni bir şey yok.

- Egy alma van az íróasztal alatt.
- Van egy alma az asztal alatt.

Masanın altında bir elma var.

- A beszéde alatt különös esemény történt.
- A beszéde alatt különös incidens történt.

Onun konuşması sırasında garip bir olay oldu.

- Mexikói tartózkodásom alatt találkoztam vele.
- A mexikói tartózkodásom alatt ismertem meg őt.

Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.

- Van egy pad a fa alatt.
- A fa alatt van egy pad.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

Jártak valahol a szabadság alatt?

Tatile eğlenceli bir yerlere gittiniz mi?

A szavak alatt végigsimíthattam ujjaimat.

kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim

Kevesebb, mint egy év alatt

Bir yıldan kısa bir sürede,

és egy csontvelő-átültetés alatt

ve bir kemik iliği nakli sonrasında

Első felkapaszkodásunk alatt karrierünkre koncentrálunk,

Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken

Kevesebbet tanulnak az iskolaév alatt.

diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

Majd eltűnt egy szempillantás alatt.

sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

Egy másodperc töredéke alatt felcsavarta.

Bir saniyeden az sürede geri sarıyor.

Sötét volt a híd alatt.

Köprünün altı karanlıktı.

A környezetünk befolyása alatt állunk.

- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.

Tom elbújt az asztal alatt.

Tom masanın altına saklandı.

Miért vagy az íróasztal alatt?

Neden sıranın altındasın?

Az épület átépítés alatt van.

Bina yapım aşamasındadır.

Szabadsága alatt minden nap golfozott.

O, tatili boyunca her gün golf oynadı.

A háború alatt katona volt.

Savaş sırasında askerdi.

Van valami az ágy alatt.

Yatağın altında bir şey var.

Ikreket hordoz a szíve alatt.

O, ikizlere hamile.

Egész idő alatt itt voltam.

- Her zaman buradaydım.
- Hep buradaydım.

Ne vezess alkoholos befolyásoltság alatt!

Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.

Karbantartás alatt van a rendszer.

Sistem bakım altında.

Ostrom alatt áll a váratok.

- Kaleniz saldırı altında.
- Kalen saldırı altında.

Ott leszünk egy pillanat alatt.

Sen bunu bilmeden önce orada olacağız.

Egész idő alatt ideges voltam.

Bunca zaman sinirliydim.

Fivéreim a fa alatt vannak.

Erkek kardeşlerim ağacın altındadırlar.

Tom extrém nyomás alatt áll.

Tom yoğun bir baskı altında.

Az út javítás alatt áll.

Yol tamir ediliyor.

Nincs új a nap alatt.

Hiçbir şey güneşin altında yeni değildir.

Egy magányos fa alatt találkoztunk.

Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.

Hova mész a szünet alatt?

Tatil için nereye gideceksin?

Bőrünk alatt testvérei vagyunk egymásnak,

Derimizin ötesinde kız ve erkek kardeşleriz

Folyó fut a híd alatt.

Nehir köprünün altından akar.

Londoni tartózkodásom alatt találkoztam vele.

Londra'da kalırken onunla tanıştım.

Tom elaludt az előadás alatt.

Tom gösterisi sırasında uyuyakaldı.

Néha a zuhany alatt énekelek.

Bazen duşta şarkı söylerim.

- Egy év alatt a fiam erősebb lett.
- Egy év alatt a fiam megerősödött.

Bir yıl boyunca oğlum daha da güçlendi.

- Isten ezt a világot hat nap alatt teremtette.
- Isten hat nap alatt teremtette a világot.
- Isten a világot hat nap alatt teremtette.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

- A tető beomlott a hó súlya alatt.
- A tető beonylott a hó súlya alatt.

Çatı, karın ağırlığı altında çöktü.

- Magunk alatt ássuk a sírt.
- A saját sírunkat ássuk.
- Magunk alatt vágjuk a fát.

Sadece kendi mezarlarımızı kazıyoruz.

Amit majdnem 80 év alatt megtapasztaltam.

hayatı sevmenin en muhteşem yolu bu.

és így megkötötték a föld alatt.

ve yer altına kilitliyorlardı.

és megjegyzéseket tettek a bajszuk alatt.

fısıltılı yorumlar.

Nem több, mint két generáció alatt

Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba

Egy ritkán látható, varázslatos perc alatt.

Ender görülen büyüleyici bir an bu.

Sokat kell megenni... rövid idő alatt.

Yiyecek çok... ...zaman az.

Négy nap alatt Moszkva kétharmadát elpusztították.

Dört gün içinde Moskova'nın üçte ikisi yok olmuştu.

Mit csinálsz általában a szabadság alatt?

Tatillerde genellikle ne yaparsın?

- Rossz kedvem van.
- Magam alatt vagyok.

Moralim bozuk.

Egy macska van az ágy alatt.

Yatağın altında bir kedi var.

Van egy kutya az asztal alatt.

Masanın altında bir köpek var.

Lehetetlen egy hónap alatt megtanulni angolul.

Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.

Egy csomagot tartott a hóna alatt.

O, kolunun altında bir paket tutuyordu.

Három könyvet írt, ugyanannyi év alatt.

Üç yılda üç kitap yazdı.

A macska az asztal alatt van.

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

Róma sem egy nap alatt épült.

- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.

A távirányító a kanapé alatt van.

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

Tom egy szempillantás alatt híres lett.

Tom bir gecede ünlü oldu.

Tíz perc alatt elgyalogolok az iskolába.

On dakikada okula yürüyebilirim.

A székek a fa alatt vannak.

Sandalyeler ağacın altındadır.

Egy szörny van az ágyam alatt.

Yatağımın altında bir canavar var.

Három perc alatt 100 fekvőtámaszt csinált.

O, üç dakikada 100 şınav çekti.

A macska az asztal alatt rejtőzik.

Kedi masanın altına gizlenmiş.

Írt három könyvet három év alatt.

- Üç yılda üç kitap yazdı.
- O, üç yıl içinde üç tane kitap yazdı.

Ma fagypont alatt van a hőmérséklet.

Bugün sıcaklık sıfırın altında.

- A föld alatt élnek.
- Illegalitásba vonultak.

Yeraltında yaşıyorlar.