Examples of using "Kislány" in a sentence and their turkish translations:
İyi bir kız ol.
Kız, ne güzel saçın var.
Bu küçük kız korktu.
Kız gözyaşlarına boğuldu.
O yalnızca küçük bir kız.
Küçük kız bana gülümsedi.
Ben artık küçük bir kız değilim.
Ben kız olunca da
Kız kuşu azat etti.
Ben küçük bir kızken oyuncak bebeklerle oynardım.
Kız oyuncak bebeğiyle oynuyor.
Bu bebek bir erkek mi yoksa bir kız mı?
Küçük bir kızken kaç tane bebeğin vardı?
İki ya da üç yaşlarındaydı.
Yaklaşık iki üç yaşlarında o küçük kız ile aynı yaşlarda
Senin sadece küçük bir kız olduğun zamanı hatırlayabiliyorum.
- O elbisenin içinde küçük bir kıza benziyorsun.
- O elbisenin içinde küçük bir kız gibi görünüyorsun.
Genç kız yan odada oyuncak bir bebekle oynuyordu.
O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
Şu kız oğlansı görünüyor.