Examples of using "Amíg" in a sentence and their turkish translations:
Sıcakken yiyin.
O gelene kadar burada bekleyeceğim.
başıma bir şey geldi.
O, uyanana kadar bekleyelim.
- Biz yemek yerken sessiz ol.
- Biz yemek yerken sessiz olun.
Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim.
Lütfen ben dönünceye kadar bekle.
Ben çalışırken benimle konuşma.
bir şey yapmadınız diye sorarlar.
...gece oluncaya kadar.
şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
O, geri dönünceye kadar burada bekleyelim.
Yaşadığım sürece size yardımcı olacağım.
Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
Lütfen ben dönünceye kadar bekle.
Gidebiliyorken git.
Yaşadığım sürece sana destek olacağım.
Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
İtiraf edene kadar onu kırbaçlayın.
Bu sürerken güzeldi.
Ben yokken hiç müşteri var mıydı?
ama biz onu gerdiğimiz sürece geriliyor.
ışığa bir şey tutabilirim.
ta ki işe yaramayana kadar,
Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
Yağmur duruncaya kadar bekle.
Londrada iken, İngilizce eğitimi aldı.
O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
Sana söylemediğim sürece hareket etme.
O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.
Yemeğimi bitirene dek bekle!
Yapabiliyorken bunu yap.
O eve gelene kadar bekleyebiliriz, değil mi?
Tom yatağa gitmek için Mary'yi bekledi.
Eğlenebiliyorken eğlenin.
Çorba ısınıncaya kadar bekleyin.
Ben söyleyene kadar ateş etme.
Ben söyleyene kadar ateş etme.
Demiri sıcakken dövmelisin.
sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.
her zaman koruyacağını düşünürsünüz.
hiçbir anlamı olmaz.
Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.
Ebabiller güçleri yettiğince havada döner.
Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.
- Güneş parlarken ot kurut.
- Su akarken testini doldur.
- Yağmur yağarken küpünü doldur.
O şarkı söyleyinceye kadar burada oturacağım.
Ben yokken evim soyuldu.
Hâlâ sıcakken bunu yemelisin.
Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.
- Işık yeşile dönene kadar bekleyin.
- Işık yeşil olana kadar bekleyin.
Çorbanı sıcakken ye.
Güneş batıncaya kadar burada oturalım.
Sessiz olduğunuz sürece, burada kalabilirsiniz.
Demir tavında dövülür.
Gençken çok okumalısın.
Tom gelene kadar burada beklemek zorundayım.
Lütfen ben geri dönene kadar burada bekle.
Biz uzaktayken evimiz soyuldu.
Onlar yağmur duruncaya kadar veranda da bekledi.
Bana ben dönünceye kadar bekleyeceğini söyledi.
Kocam sabah kahvaltısı yaparken gazete okur.
Ben uzaktayken o benim yardımcım olacak.
İncinmeden önce buradan çıksan iyi olur.
Her şey yapılana kadar teorik olarak imkansızdır.
O tamam deyinceye kadar gitmiyorsun.
Hâlâ yapabiliyorken bunu yap.
Çok paran oldukça çok arkadaşın olur.
Tom, o çalışırken Mary'nin oğluna bakmak zorunda kaldı.
Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.
Ona alışmak biraz zaman alacak.
Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım
Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da
Yerde güvendeyken her ihtimali düşünmem lazımdı.
Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.
Doğru şartların oluşmasına birkaç saat daha var.
Suçu kanıtlanana kadar suçlanan masumdur.
Ben yokken Shun işimi devralacak.
Fransızcayı bu kadar iyi öğrenmen ne kadar zamanını aldı?
Polis gelene kadar beklesen iyi olur.
Ben haritaya bakarken bu çantayı tutar mısın?
- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.
- Her şey bitmiş sayılmaz.
- Son sözümü söylemedim.
- Henüz her şey bitmedi.
Ben geri gelene kadar ona dokunmayın.
O durana kadar trenden inme.
Yabancı bir dilde uzmanlaşmamız uzun zaman alır.
Hastalık gelene kadar sağlık değerli değildir.
Ben Boston'da iken lütfen köpeğime bakar mısın?
Ben dönünceye kadar burada kalmanı istiyorum.
Bu soğuk algınlığını atlatmam için epey zaman geçecek.
Şansın varken sonları öldürmen gerekirdi.
Seni görmek isteyen bir adam sen dışarıdayken geldi.
Ambulans gelene kadar Tom benimle kaldı.
O gelmeden toplantıyı başlatmayacağız.
ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."
Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.