Translation of "élek" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "élek" in a sentence and their turkish translations:

- Egyszerűen élek.
- Szerényen élek.
- Visszafogottan élek.

Tutumlu bir şekilde yaşıyorum.

Skóciában élek.

Ben İskoçya'da yaşıyorum.

Tbilisziben élek.

Ben Tiflis'te yaşıyorum.

Még élek.

Hâlâ hayattayım.

Amerikában élek.

Amerika'da yaşıyorum.

Vidéken élek.

Ben kırsal kesimde yaşamaktayım.

Moszkvában élek.

Moskova'da yaşıyorum.

Törökországban élek.

- Türkiye'de yaşıyorum.
- Türkiye'de yaşarım.

Máltán élek.

- Malta'da yaşıyorum.
- Malta'da oturuyorum.

Kazahsztánban élek.

Kazakistan'da yaşıyorum.

Tahitin élek.

Tahiti'de yaşıyorum.

Egyedül élek.

Ben tek başıma yaşıyorum.

Hyogoban élek.

Hyogo'da yaşıyorum.

Izmirben élek.

İzmir'de yaşıyorum.

Kóbéban élek.

Ben, Kobe'de yaşıyorum.

Japánban élek.

- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.

Isztambulban élek.

İstanbul'da yaşıyorum.

Helsinkiben élek.

Helsinki'de yaşıyorum.

Varsóban élek.

Varşova'da yaşıyorum.

Magyarországon élek.

Ben Macaristan'da yaşıyorum.

Európában élek.

Avrupa'da yaşıyorum.

Malajziában élek.

Ben Malezya'da yaşıyorum.

Kairóban élek.

- Ben Kahire'de yaşıyorum.
- Kahire'de yaşıyorum.

Rómában élek.

Roma'da yaşıyorum.

Kolumbiában élek.

Kolombiya'da yaşıyorum.

Jokohamában élek.

Yokohama'da yaşıyorum.

Hollandiában élek.

Hollanda'da yaşıyorum.

- Én egyedül élek itt.
- Egyedül élek itt.

Burada yalnız yaşıyorum.

- Ennek élek.
- Ezért élek.
- Ez az életem.

Bunun için yaşıyorum.

- Hosszú ideje élek itt.
- Már régóta itt élek.

Uzun zamandır burada yaşıyorum.

Svédországban, ahol élek

İsveç'te yaşıyorum,

Komfortos életet élek.

Ben konfor içinde yaşıyorum.

Nem élek Finnországban.

Finlandiya'da yaşamıyorum.

Véletlenül itt élek.

Burada yaşıyorum.

Egyszerű életet élek.

Basit bir hayat yaşıyorum.

New Yorkban élek.

Ben New York'ta yaşıyorum.

Világi életet élek.

Ben laik bir yaşam tarzı yaşıyorum.

Ameddig csak élek.

Hayatta olduğum sürece.

Új-Zélandon élek.

Ben Yeni Zelanda'da yaşıyorum.

Egy sündisznóval élek.

- Bir kirpi ile yaşıyorum.
- Bir kirpi ile birlikte yaşıyorum.

Jelenleg Pekingben élek.

- Şu anda Pekin'de yaşıyorum.
- Şu an Pekin'de yaşıyorum.

Jelenleg Moszkvában élek.

Şu anda Moskova'da yaşıyorum.

Amíg élek, remélek.

Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim.

Nem élek Tomival.

Tom'la birlikte yaşamıyorum.

Nagyon szerényen élek.

Çok gösterişsiz bir yaşam sürüyorum.

A munkámnak élek.

Ben bir işkoliğim.

Nem egyedül élek.

Ben yalnız yaşamıyorum.

Banánnal nem élek.

Ben muz yemem.

Én itt élek.

- Burada yaşıyorum.
- Bu yerde yaşıyorum.

- Nem Finnországban élek.
- Nem élek Finnországban.
- Nem Finnországban lakom.

Finlandiya'da yaşamıyorum.

- Úgy érzem, élek.
- Úgy érzem, életben vagyok.
- Érzem, hogy élek.

Ben canlı hissediyorum.

- Itt élek.
- Én itt lakom.
- Én itt élek.
- Itt lakom.

Burada yaşıyorum.

Remélem, sokáig élek majd.

Umarım çok uzun yaşarım.

Támogatlak, amíg csak élek.

Yaşadığım sürece size yardımcı olacağım.

Jelenleg nem Maigóban élek.

Şimdi Maigo'da yaşamıyorum.

Ezerkilencszázkilencven óta élek itt.

1990'dan beri burada yaşamaktayım.

Hozzászoktam, hogy egyedül élek.

- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.

Amíg csak élek, támogatlak.

Yaşadığım sürece sana destek olacağım.

Nem szívesen élek vidéken.

Kırsalda yaşamayı sevmiyorum.

A Szakura bolygón élek.

Ben Sakura gezegeninde yaşıyorum

- Tokióban élek.
- Tokióban lakom.

Tokyo'da yaşıyorum.

A Fidzsi-szigeteken élek.

Fiji'de yaşıyorum.

Már nem élek itt.

Artık burada yaşamıyorum.

Mexikóban élek és dolgozom.

Ben Meksika'da yaşayıp çalışıyorum.

- Rigában élek.
- Rigában lakom.

Riga'da yaşıyorum.

- Montenegróban élek.
- Montenegróban lakom.

Karadağ'da yaşıyorum.

A semmi közepén élek.

- Ben bilinmeyen bir yerde yaşıyorum.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde yaşıyorum.
- Ücra bir yerde yaşıyorum.

- Milánóban élek.
- Milánóban lakom.

Milano'da yaşıyorum.

Már nem ott élek.

Ben artık orada yaşamıyorum.

Itt élek 2013 óta.

2013'ten beri burada yaşıyorum.

- A ház, amiben élek, a szüleimé.
- A ház, ahol élek, a szüleimé.

Aileme ait olan evde yaşıyorum.

Itt élek már három éve.

Üç yıldır burada yaşıyorum.

Majdnem öt éve Kanadában élek.

Neredeyse beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

Egyedül élek ebben a házban.

Ben bu evde tek başıma yaşıyorum.

Örülök, hogy még itt élek.

Hâlâ burada yaşadığıma memnunum.

Én még a szüleimmel élek.

Ben hâlâ ailemle yaşıyorum.

Ha azt kérdik, miként élek száműzöttként,

Gurbetteki hayatımı soracak olursanız

Elég szűkösen élek ebben a hónapban.

Bu ay paraya sıkışığım.

- Egy lakásban lakom.
- Egy lakásban élek.

Bir apartman dairesinde yaşıyorum.

Én már évek óta itt élek.

Senelerdir burada yaşıyorum.

Amíg élek, nem felejtem el őt.

Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.

- Ez a szenvedélyem.
- Ezért élek-halok.

O benim tutkum.

- Új-Zélandon lakom.
- Új-Zélandon élek.

Ben Yeni Zelanda'da yaşıyorum.

- Nem itt élek.
- Nem itt lakom.

Burada yaşamıyorum.

A falu, ahol élek, nagyon kicsi.

Yaşadığım köy çok küçük.

- Egy kisvárosban lakom.
- Egy kisvárosban élek.

Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.

- Most itt élek.
- Most itt lakom.

Şimdi burada yaşıyorum.

és hat éve élek az Egyesült Államokban.

Altı yıl boyunca Amerika'da yaşadım.

Hogy milyen szerencsém van, hogy egyáltalán élek,

hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,

Kancha serpa vagyok, és Namche faluban élek.

Adım Kancha Sherpa. Memleketim Namche.

Azt hiszem, szerencsém van, hogy egyáltalán élek.

Sanıyorum hayatta olduğum için şanslıyım.

Medellínben születtem, nőttem fel és élek, Kolumbiában.

Ben Kolombiya'daki Medellin'de doğup büyüdüm ve yaşıyorum.

Úgy érzem, élek, amikor nem veled vagyok.

Sen yanımda değilken yaşadığımı hissediyorum.