Translation of "óceánt" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "óceánt" in a sentence and their turkish translations:

Imádom az óceánt.

Okyanusu seviyorum.

Hallgattuk az óceánt.

Biz okyanusu dinledik.

Innen látom az óceánt.

- Okyanusu buradan görebiliyorum.
- Buradan okyanusu görebiliyorum.

Az óceánt is látni akarom.

Ben de okyanusu görmek istiyorum.

Onnantól, már könnyen eléri az óceánt.

Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.

A vitorlás átszelte a Csendes-óceánt.

Tekne Pasifik Okyanusu açıklarında gitti.

Soha sem látta még az óceánt.

O hiç okyanus görmedi.

A csatorna összeköti az Atlanti-óceánt a Csendes-óceánnal.

Kanal, Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirine bağlar.

De ahelyett, hogy a távolba révedve az óceánt kémlelnénk velük,

Yalnız bu araçlar gökyüzüne ve karaya bakmaktan ziyade,

Charles Lindbergh 1927-ben, elsőként repülte át egyedül az Atlanti Óceánt.

Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.