Examples of using "Könnyen" in a sentence and their turkish translations:
- Haydan gelen huya gider.
- Selden gelen suya gider.
- Haydan gelen huya gider.
- Selden gelen suya gider.
O, kolayca öfkelenir.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
Onun duyguları kolayca incinir.
Kağıt kolaylıkla tutuşur.
O çok kolay bir şekilde üşütür.
Onu hafife almayın.
Bunu anlamak çok basit.
- Bu kolayca ispat edilebilir.
- Bu kolayca kanıtlanabilir.
Tom çabuk alınır.
Peynir bir bıçakla kolayca kesilebilir.
Çocuklar kolaylıkla üşütürler.
işte, kolay lokmalar,
Şifreyi kolayca çözdük.
- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.
O kolaylıkla yarışı kazandı.
Cam kolayca kırılır.
Ahşap kolaylıkla yanar.
Ben onun ofisini kolayca buldum.
İsmimi hatırlamak kolaydır.
- Dene ve kafana takma.
- Dene ama kasma kendini.
- Kafana takmamaya çalış.
- Sakin olmaya çalış.
Açıklaması kolay.
buna ne kadar bağışıklığımızın olduğu.
Oraya gitmek kolay mı?
Bu kitap kolay okunuyor.
- Bu kitap kolay okunur.
- Bu kitabı okuması kolaydır.
ve çok rahatlatıcı oldukları için bu sözler dehşet verici.
Plastik kolayca kırılmaz.
Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.
O soruya cevap vermek kolaydır.
Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.
Ahşap çok kolay yanar.
Onları birbirinden ayırmak kolay.
Kolay anlaşılır bir kitapla başla.
Bu kumaş kolay yırtılır.
Oldukça kolay şekilde kontrolden çıkar.
Tom çok kolayca kızar.
- Tom çok kolay sinirlenir.
- Tom en ufak şeye bile üzülür.
Virüs sağlıklı bir insanı kolayca enfekte edebilir.
Kolayca pes etmiyorsun, demi?
Gürültüden kafanızın karışması çok kolay.
Bir ev kadınına, sokaktaki adama, çiftçiye,
Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Gençler değişime kolayca uyum sağlarlar.
Bu sorunu çözmek senin için kolaydır.
Tom'un biraz telaşlanmaya bir eğilimi var.
Mağaraya varmak kolay.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
Herkes bunu kolayca yapabilir.
Çocuklar reklamlardan kolayca etkilenirler.
Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.
İşletmeler için de modaya ayak uydurup kısa zamanda kâr etmek
Benmerkezci ulusalcılık kötü sonuçlar doğurabilir.
O yüzden tehlikenin geldiğini görmeleri zordur.
en güçlü mikrop bile onu kolayca ayrıştıramaz.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
Tom kolayca korkar.
Tom Mary kadar kolay şekilde arkadaş edinmedi.
Selden gelen suya gider.
Şimdiye dek, müzik öğrenmek çok kolay gelebilir,
Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın
Sıcak mevsim sırasında oğlumun cildi kolayca çıtlar.
Tom'un gülmekten gözlerine yaş geldi.
Ezberlemesi kolay bir e-posta adresin var mı?
Bazı çocuklar dilleri kolaylıkla öğrenir ve bazıları da zorluklarla öğrenir.
Kolayca arkadaş yapamam.
Anlamış olsan bile, bu açıklaması zor bir teori.
Bu kumaş iyi ütülenir.
Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
Onun ciddi olup olmadığını söylemek asla kolay değildir.
Başta Fransızlar isyanı kolayca durduracak gibi gözüküyordu
Tom sınavdan yüksek not alarak geçti.
Bu sözlüğü onunla karşılaştırdığınızda hangisinin daha iyi olduğunu kolayca görebilirsiniz.
Güneşe bakmaktan göz bozulur.
Bu kasaba o kadar küçüktür ki herkesin ismini kolayca öğrenebilirsin.
...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.
Bir aptal ve parası kolayca ayrılır.
Tom'un neden Mary'yi sevmediğini anlamak kolay.