Examples of using "Vergebens" in a sentence and their turkish translations:
Onun hareketleri boşunaydı.
Hepsi boşunaydı!
Boş yere doldurdunuz
Onların bütün çabaları boşunaydı.
Sizin kurban boşuna değildi.
Ölümün boşuna değildi.
Tom başarısızca gülümsemeye çabaladı.
Hepsi boşunaydı!
Karşı çıktık, ama boşunaydı.
Onun fedakarlığı boşuna olmayacak.
Bu boşuna.
- Boşuna ölmedin.
- Boşu boşuna ölmedin.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat boş yere.
Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı.
Çabaları boşunaydı.
Dikkatini dağıtmaya çalıştım, ama boşuna oldu.
Sen boşuna af diliyorsun; senin hareketin affedilemez.
- Havanda su dövüyorsun.
- Zamanı boşa harcıyorsun.
- Boşa kürek çekiyorsun.
- Boşa uğraşıyorsun.
Biz beş dakika kapıyı çaldık, ama nafile.
Ona ne söyleyeceğim önemli değil, bu faydasız, bu yüzden artık karışmayacağım.
Bunların hepsi boşunaydı.
Oğlunuz boşuna ölmedi. O bir kahraman olarak öldü.