Examples of using "Unpassend" in a sentence and their turkish translations:
Bu, yetersiz.
O büsbütün uygunsuz.
Elbisen ortam için uygun değil.
Bence onun uygunsuz olduğunu biliyorsun.
Bazı işlerin kadınlara uygun olmadığı görüşü, oldukça yaygındır.
Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu.
Onu şimdi tartışmak yersiz olurdu.