Translation of "Frauen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Frauen" in a sentence and their turkish translations:

Frauen zuerst!

İlk önce bayanlar!

- Kennst du diese Frauen?
- Kennt ihr diese Frauen?
- Kennen Sie diese Frauen?

- O kadınları tanıyor musun?
- O kadınları tanıyor musunuz?

Gengaver Frauen Board

Cengaver kadınlardan kurulu

Frauen sind Blumen

Kadınlar çiçektir

Frauen reden gerne.

- Kadınlar konuşmayı sever.
- Kadınlar konuşmayı severler.

Ich mag Frauen.

Kadınları seviyorum.

Frauen sind schön.

Kadınlar güzeldir.

Frauen lieben das.

- Kadınlar şuna bayılır.
- Kadınlar şunu sever.

Die Frauen arbeiten.

Kadınlar çalışıyor.

Was wollen Frauen?

Kadınlar ne ister?

Frauen hassen Tom.

Kadınlar Tom'dan nefret ederler.

Frauen lieben Tom.

Kadınlar Tom'u severler.

Frauen hassen mich.

Kadınlar benden nefret eder.

Frauen liebten es.

Kadınlar onu seviyordu.

Wir sind Frauen.

Biz kadınız.

Die Frauen zuerst.

Önce bayanlar.

Zwei Frauen singen.

- İki kadın şarkı söylüyor.
- İki tane kadın şarkı söylüyorlar.

Tom hasste Frauen.

Tom kadınlardan nefret ediyordu.

- Frauen gebären, Männer nicht.
- Frauen schenken Leben, Männer nicht.

Kadın doğurur ve erkekler doğurmaz.

- Was für Frauen gefallen dir?
- Was für Frauen gefallen euch?
- Was für Frauen gefallen Ihnen?

Ne tür kadınlardan hoşlanıyorsun?

- Du scheinst Frauen zu hassen.
- Ihr scheint Frauen zu hassen.
- Sie scheinen Frauen zu hassen.

Kadınlardan nefret ediyor gibi görünüyorsun.

- Siehst du die Frauen da?
- Seht ihr die Frauen da?
- Sehen Sie die Frauen da?

Şu kadınları görüyor musun?

- Einige Frauen tragen keine BHs.
- Einige Frauen tragen keine Büstenhalter.

Bazı kadınlar sutyen giymez.

- Frauen sind schlauer als Männer.
- Frauen sind klüger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha zekidirler.

- Die Frauen beachteten sie nicht.
- Die Frauen beachteten ihn nicht.

Kadınlar ona ilgi göstermiyordu.

"Frauen, sich selbst treu?"

"Kadınlar, oldukları gibi?"

Frauen im alten Rom

Eski Roma'da kadın kendi mallarını

Treffen mit Frauen, Treffen

Eşleriyle birlikte gezmelere toplantılara

Ich kenne diese Frauen.

Ben bu kadınları tanıyorum.

Frauen sind alle gleich.

Bütün kadınlar aynıdır.

Frauen haben schöne Wangen.

Kadınların güzel yanakları var.

Echte Frauen haben Kurven.

Hakiki kadınların kıvrımları vardır.

Die Frauen mögen Tee.

Kadınlar çayı sever.

Die Frauen spielen Tennis.

Kadınlar tenis oynuyorlar.

Ich verstehe Frauen nicht.

Kadınları anlamıyorum.

Alle Frauen sind schön.

- Tüm kadınlar güzeldir.
- Bütün kadınlar güzeldir.

Frauen mögen farbenfrohe Schirme.

Kadınlar renkli şemsiyeleri severler.

Frauen sind keine Gegenstände.

- Kadınlar objeler değiller.
- Kadınlar obje değildir.

Frauen sind keine Sexobjekte.

- Kadınlar seks objeleri değiller.
- Kadınlar cinsel obje değildir.

Tom mag keine Frauen.

Tom kadınları sevmez.

Frauen sind keine Minderheit.

Kadınlar bir azınlık değildir.

Wo sind die Frauen?

Kadınlar nerede?

Frauen und Kinder zuerst!

İlk önce kadınlar ve çocuklar!

Frauen mögen Tom nicht.

Kadınlar Tom'u sevmiyor.

Frauen verändern die Welt.

Kadınlar dünyayı değiştirirler.

Zwei Frauen unterhalten sich.

İki kadın birlikte eğleniyor.

Frauen bekamen das Wahlrecht.

Kadınlara oy hakkı verildi.

Ich hasse eifersüchtige Frauen.

Ben kıskanç kadınlardan nefret ederim.

Mary bevorzugt flachbrüstige Frauen.

Mary düz göğüslü kadınları tercih eder.

- Gutherzige Frauen sind immer schön, aber schöne Frauen sind nicht immer gutherzig.
- Gutherzige Frauen sind immer hübsch, aber hübsche Frauen sind nicht immer gutherzig.

İyi kalpli kadınlar her zaman güzeldir ama güzel kadınlar her zaman iyi kalpli değildir.

- Die Anwesenden waren fast alle Frauen.
- Fast alle Anwesenden waren Frauen.

Bu hediyelerin neredeyse tamamı kadınlarındı.

- Den Frauen gefallen Männer mit Schnurrbart.
- Frauen mögen Männer mit Schnurrbart.

- Kadınlar bıyıklı erkekleri sever.
- Kadınlar bıyıklı erkeklerden hoşlanır.

- Deine Einstellung gegenüber Frauen ist ungehörig.
- Ihre Einstellung gegenüber Frauen ist ungehörig.
- Eure Einstellung gegenüber Frauen ist ungehörig.

Kadınlara karşı tavrın saldırgan.

- Frauen sind besser darin als Männer.
- Frauen können das besser als Männer.
- Frauen eignen sich dafür besser als Männer.

Kadınlar bunda erkeklerden daha iyidir.

- Männer sind darin besser als Frauen.
- Männer eignen sich besser dafür als Frauen.
- Männer können das besser als Frauen.

Erkekler bu konuda kadınlardan daha iyidirler.

- Tom ist umgeben von schönen Frauen.
- Tom ist von schönen Frauen umgeben.

Tom güzel kadınlarla çevrili.

- An der Theke standen drei Frauen.
- Es standen drei Frauen am Schanktisch.

Barda duran üç kadın vardı.

- Maria und Elke sind kluge Frauen.
- Maria und Elke sind intelligente Frauen.

Mary ve Alice akıllı kadınlardır.

Männer und Frauen sind verschieden.

Erkekler ve kadınlar farklı.

Warum folgen mir nur Frauen?

Beni neden sadece kadınlar takip ediyor?

Weil Frauen endloses Vertrauen haben

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

Die beiden Frauen kennen sich.

İki kadın birbirini tanıyor.

Die Frauen sind meine Tanten.

Bu kadınlar benim teyzelerim.

Er ist bei Frauen beliebt.

Bu, kadınlar arasında popüler.

Amerikanische Frauen hatten kein Wahlrecht.

Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.

Frauen sind klüger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha akıllıdırlar.

Frauen verdienen weniger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.

Wie spricht man mit Frauen?

Kadınlarla nasıl konuşursun?

Er sieht auf Frauen herab.

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

Australische Frauen sind sehr schön.

Avustralyalı kadınlar çok güzeldir.

Frauen überleben ihre Männer normalerweise.

- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Ich weiß, wie Frauen denken.

Kadınların nasıl düşündüğünü biliyorum.

Frauen sind komplizierter als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha karmaşıktırlar.

Frauen wollen auch Sex haben.

Kadınlar da seks yapmak ister.

Tom mag diese Frauen nicht.

Tom şu kadınları sevmiyor.

Die Frauen fliegen auf ihn.

O bir zampara.

Die meisten Frauen denken so.

Çoğu kadın öyle düşünür.

Männer sprechen andauernd über Frauen.

Erkekler her zaman kadınlar hakkında konuşur.

Gibt es hier schöne Frauen?

Burada güzel kadınlar var mı?

Es gibt hier keine Frauen.

Burada hiç kadın yoktur.

Die Frauen mögen mich nicht.

Kadınlar beni sevmez.

Tom sieht auf Frauen herab.

- Tom kadınlara tepeden bakıyor.
- Tom kadınları hor görüyor.

Männer wissen nichts über Frauen.

Erkekler, kadınlar hakkında hiçbir şey bilmezler.