Translation of "Trocknen" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Trocknen" in a sentence and their turkish translations:

- Trockne deine Tränen!
- Trocknen Sie Ihre Tränen!

Gözlerinizi kurulayın.

Mit dem Bauch voller Fisch trocknen sie sich erst einmal.

Karınları balıkla doldu, kurulanıp kürklerini fırçalama vakti.

- Trockne deine Tränen.
- Trockne deine Tränen!
- Trocknen Sie Ihre Tränen!

Göz yaşlarınızı kurulayın.

Tom hielt Marias Hand und reichte ihr Taschentücher zum Trocknen der Tränen.

Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.

Wir müssen die Fische, die wir für den Winter aufbewahren wollen, salzen oder trocknen.

- Kışa saklamak istediğimiz balıkları tuzlamalı ya da kurutmalıyız.
- Kışa kadar muhafaza etmek istediğimiz balıkları tuzlamalı ya da kurutmalıyız.

Heute wird die Wäsche bestimmt gut trocknen, wo doch seit langem einmal wieder gutes Wetter ist.

Çamaşırlar bugün mutlaka tamamen kuruyacaktır zira havalar yeniden çok güzel.

Ich hatte die Wäsche gestern Abend zum Trocknen aufgehängt und am Morgen war sie dann steinhart gefroren.

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.