Examples of using "Reichte" in a sentence and their turkish translations:
Tom oğluna bir lolipop verdi.
Dick bana fotoğrafı uzattı.
İstifasını sundu.
Açıklamam yeterli değildi.
Tom bıçağı Mary'ye uzattı.
Tom Mary'ye bir fincan uzattı.
Tom Mary'ye bir kokteyl verdi.
Tom Mary'ye mektubu uzattı.
Tom, Mary'ye mektup açacağını uzattı.
O bir şikayette bulundu.
Tom Mary'ye cep telefonunu verdi.
Tom tereyağı Mary'ye verdi.
O istifasını verdi.
Tom Mary'ye çantasını uzattı.
Tom bir şikâyette bulundu.
Mikrofonu ona uzattım.
Tom raporunu verdi.
- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu ikram etti.
- Sami, Leyla'ya biraz meyve suyu servis etti.
Tom Mary'ye bir bardak kırmızı şarap uzattı.
Tom Mary'ye bir fincan sıcak kahve uzattı.
Kitapları raftan indirdi.
Tom, Mary'ye bir bardak süt uzattı.
Tom, Mary'ye bir şişe su verdi.
Ünlü şarkıcı ile tokalaştı.
Tom Mary'ye bir kutu kağıt mendil verdi.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yeterli olmadı.
- Tom her şeyini verdi, ama yetmedi.
Mary, öpmesi için Tom'a elini uzattı.
her şey hazırdı bavulunu bile teslim etmişti
Su belime kadar geldi.
Tom Mary'ye bir şey uzattı.
Su dizlerime ulaştı.
Gözün görebildiği kadarıyla kumdan başka bir şey yoktu.
Tom John'un çantasını aldı ve onu ona uzattı.
Kadın masadaki bıçağa uzandı.
Tom güneş gözlüğünü çıkardı ve Mary'ye uzattı.
Gözün ulaşabileceği kadarıyla yaşam belirtisi yoktu.
Bir parça ekmek onun açlığını tatmin edecek kadar yeterli değildi.
Kulübün dışındaki kuyruk köşeye kadar uzanıyordu.
Ona bir harita verdim.
Tom telefon numarasını bir peçeteye yazdı ve Mary'ye uzattı.
Tom Mary'ye bir kitap uzattı.
Tom çantasından İskoç şişesini çıkardı onu Mary'ye uzattı.
Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.
Tom Mary'ye bir fincan kahve uzattı.
Tom rapor üzerinde birkaç kelime değiştirdi ve onu yeniden gönderdi.
Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.
Eğer yeterli parasını olmadığını bilseydi Tom Mary'nin biletini ödeyebilirdi.
Tom'un karısı olaydan sonra boşanma davası açtı.