Examples of using "Schlimmsten" in a sentence and their turkish translations:
En kötüsünü beklemek zorundayız.
En kötü isyan Şikago'da idi.
Bu, hayatımın en kötü deneyimlerinden biriydi.
En iyisi için ümit ederiz, ama en kötüsünü bekleriz.
En kötü durum senaryosunda elimizden geldiği kadar mutlu görünmek zorunda kalacağız.
Hayatımın en kötü günlerinden birini geçirdim.
Ekim 2009, Büyük Durgunluk’un en kötü yılının en kötü ayıydı.
Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.