Examples of using "Schlimmste" in a sentence and their turkish translations:
En kötüsü zaten bitti.
En kötüsü bitti.
En kötüsünden korkuyorduk.
En kötüsünden korktum.
Tom en kötüden korktu.
En kötü şey gerçekleşti.
Sami en kötüsünden korktu.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
Hikâyenin en alçak noktası.
En kötüsü daha sonra gelir.
Henüz en kötüsü gelmektir.
En kötüsü için hazırlan.
O en kötüsü için hazırlık yaptı.
Bu her pilotun en kötü kabusudur.
Biz en kötüsü için hazırız.
En kötüsü geride kaldı.
Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız?
Kapitalizm en kötü virüstür.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
Hayatımın en kötü gecesiydi.
Yaşamımın en kötü günüydü.
Tom en kötüsü için hazırlandı.
İstanbul'un en kötü yanı trafiktir.
Bu, hayatımın en kötü günü.
En kötüsü için hazırlanıyorum.
Muhtemelen olabilecek daha kötü şey nedir?
Kendinin en büyük düşmanı sensin.
Sanırım en kötüsü şimdi bitti.
Jacob Coxey en kötüsü için hazırdı.
Kış hakkındaki en kötü şey kardır.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
En kötüsü için hazır olmalıyız.
En kötüsü için hazırlıklı olmak zorundayız.
Tom en kötüsünün bittiğini düşünüyordu.
Olabilecek en kötü şey ne?
Şimdiye kadar yaptığın en kötü şey nedir?
Hayatının en büyük hatası olacak.
Kötü bittiğimizi düşünüyorum.
Her zaman en kötü senaryo için plan yapmalısınız.
Bu kötü senaryo değil.
En kötüsü için hazırlanmak gerekir.
Dün, şüphesiz, otuz yıllık hayatımın en kötü günüydü.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
Bu şimdiye kadar bana olan en kötü şey!
En iyisini umut ediyorum, en kötüsüne hazırım.
Fakat en kötü dez avantajı ise kullandığı yöntemdi
Bu şimdiye kadar yaptığım en kötü şey.
Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
Fakat işsizlik oranının ¼ olduğu,
Benim düşünceme göre hava yolculuğunun en kötü yanı, havaalanı salonlarında beklemektir.
Ekim 2009, Büyük Durgunluk’un en kötü yılının en kötü ayıydı.
En iyisini umut ediyorum ve en kötüsüne hazırım.
En iyisini umut ediyorum ama en kötüsüne hazırım.
Irak işgali, bir Amerikan başkanı tarafından alınan en kötü dış politika kararıydı.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
En kötü isyan Şikago'da idi.
Olabilecek en kötü şey, hedefinizi kaybetmek değil, yılmaktır ve kendinize yeni bir hedef aramamaktır.
Korona virüsten öldü. İşin daha acısı ise bu korona virüsünü ilk tespit eden doktor da virüsten öldü.
Asıl kötü olan neleri düşüneceğini bilmemek değil, bilakis sürekli düşündüğün insanın ne düşündüğünü bilmemektir.