Examples of using "Hoffen" in a sentence and their turkish translations:
Sizi tekrar görmeyi umuyoruz.
Öyle umalım.
Bizi destekleyeceğinizi umuyoruz.
Ben kesinlikle öyle umuyorum.
İyi niyetle umuyoruz.
Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.
Biz barış için ümit ediyoruz.
Umarız bize yardım edebilirsiniz.
- Hepimiz barış için umut ediyoruz.
- Hepimiz barış istiyoruz.
Biz en iyisini umalım.
Bunun işe yaramasını umalım.
Tom'un hâlâ hayatta olduğunu umuyoruz.
- Öyle düşünmeliyim.
- Öyle olmasını umuyorum!
İşbirliği yapacağını umuyoruz.
Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.
- İnşallah sağduyu kazanır.
- İnşallah aklıselim hakim olur.
Kalışının keyifli olduğunu umuyoruz.
Seninle tekrar görüşmeyi umuyoruz.
Onun iyi olduğunu umalım.
Tom'un terbiyeli davrandığını umalım.
Tom'un haklı olduğunu umalım.
Umarız ki başaracaksın.
Her zaman umut var.
Onun çalıştığını umut ediyoruz.
- Umarız çabucak iyileşirsiniz.
- Hızlı iyileşmenizi umuyoruz.
Oraya zamanında varacağımızı umalım.
Onun iyi olduğunu umalım.
Tom'un ölmediğini umalım.
Sadece onun işe yarayacağını umut edelim.
Tom'un iyi olduğunu umalım.
Bunun doğru olmadığını umuyoruz.
İnsanların bunu sevdiğini umuyoruz.
Onun olmamasını umalım.
Tom'un hiçbir şeyi fark etmeyeceğini umut edelim.
Umarız iyi bir gün geçirmişsinizdir.
Umalım da enkaz ileride bir yerde olsun.
halk katillerden nasıl medet umabilir
Doğru şeyi yaptığımızı umalım.
Gerçeğin ortaya çıkacağını umuyoruz.
Bir mucize umabilirim, değil mi?
Gerçekten öyle umuyorum.
Gösteriden hoşlanacağınızı umuyoruz.
Onlar iyi ödeme yapan bir iş bulabileceklerini umuyorlar.
Biz sadece bize ödeme yapılacağınıı umuyoruz.
Bu hafta daha iyi yapmayı umut ediyoruz.
Umarız orada hiç kan dökülmez.
Hepimiz huzur için umut ediyoruz, değil mi?
Şuna bağlanalım. Dua edin de halat beni taşısın.
böceklerin ışığa gelmesini ummak olduğunu düşünüyorsunuz demek?
ışığa gelmesini ummak olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Durumun kontrolden çıkmamasını umut edelim.
Bunu tekrar yapmak zorunda kalmayacağımızı umalım.
En iyisi için ümit ederiz, ama en kötüsünü bekleriz.
Umut olduğunu düşünüyorum.
ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.
Aslında bu, birçoğumuzun neden başka bir hayata inandığımızın da cevabı.
Onlar buğday hasadının bu yıl iyi olacağını umuyorlar.
Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.
İşte başlıyoruz. Bunun kötü bir karar olmamasını umalım.
Biz gerçekten bir savaş daha patlak vermeyeceğini umuyoruz.
Biz silah azaltma konusunda onlarla anlaşmak istiyoruz.
Tüm üyeler Tatoeba'nın yıl sonuna kadar bir milyon cümleye sahip olmasını umut ediyor.
Tom harap edilmişti ama umudu kaybetmemişti.
En iyisini umut ediyorum ve en kötüsüne hazırım.
En iyisini umut ediyorum ama en kötüsüne hazırım.
Biz güneş batana kadar, alanı ekmeği umuyoruz.
Burada ne bulmayı umuyorsunuz?
Peki virüslü marketlere mi gideceğiz? Yoksa paramız kalmadığı için çaresiz bir şekilde devletten medet mi umacağız?
Onlar yardım için sana güveniyor.
Sadako'nun şimdi yapabileceği bütün şey kağıttan vinçler yapmak ve bir mücize beklemekti.
Tom ve Mary bir sonraki çocuklarının bir erkek olacağını umuyorlar.
En iyisini umut ediyorum, en kötüsüne hazırım.
İster neşeli ister ciddi olalım, ister sürünelim ister zıplayalım, ister mütereddit ister cüretkar, ister umutlu ister ürkek olalım, inanalım ya da şüpheci olalım- hepimiz ölümü tadacağız.