Examples of using "Kuss" in a sentence and their turkish translations:
Onun öpücüğünü döndürdü.
Tom bir öpücük istiyor.
Öpücük için teşekkürler.
Onun öpücüğünü özledi.
O öpücük şaşırtıcıydı.
Bir öpücükle başladı.
Tom bir öpücük almayı umuyordu.
Tom'a bir öpücük ver.
Ona bir öpücük verdi.
İlk öpücüğümdü.
Tom, Mary'ye bir öpücük verdi.
Sen bana bir öpücük borçlusun.
Sadece bir öpücüktü.
Buna öpücük mü diyorsun?
Bana küçük bir öpücük ver.
O, bir öpücükle onu şaşırttı.
Julia kızına bir öpücük veriyor.
Tom Mary'ye bir öpücük attı.
Bana bir öpücük ver.
Öpücüğün baldan daha tatlı.
Tom Mary'ye büyük bir öpücük verdi.
O, onu şefkatle öptü.
O ona büyük bir öpücük verdi.
O ona büyük bir öpücük verdi.
- O, birden öptü beni.
- Birdenbire beni öpüverdi.
Tom'u benim için öp.
O ona bir öpücük attı.
- O ona, ilk öpücüğünü verdi.
- O ona onun ilk öpücüğünü verdi.
Tom bir öpücükle Mary'ye sürpriz yaptı.
Bana bir öpücük daha ver.
Tom genellikle Mary'ye veda öpücüğü verir.
Beni öpmek istemiyor musun?
İlk öpücüğümü asla unutmayacağım.
Mary, öpmesi için Tom'a elini uzattı.
İlk öpücüğünü hatırlıyor musun?
Ah! Onun öpücüğü buzdan daha soğuktu.
Mary annesini bir öpücükle karşıladı.
Bir öpücük için mükemmel bir an.
Bir öpücük için harika zamandı.
İlk öpücüğümün daha romantik olacağını hayal ettim.
O sadece yanaktan bir öpücüktü.
Doğru bir cevap bir sevgi öpücüğü gibidir.
O bir öpücükle ondan ayrıldı.
Babasını yanağından öptü.
Tom yanaktan bir öpücükle Mary'yi uyandırdı.
Mary onu öptü ama Tom onu öpmedi.
Onu geri öptün mü?
Her insan doğru bir cevap veren onun dudaklarını öpecek.
İlk öpücüğümün özel olmasını istedim.
O, bu suçlamayı reddediyor ve sadece bir öpücükten bahsediyor.
Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.
Tom Mary'yi öptü ve sonra işe gitti.
Biz yanlış bir şey yapmadık. O sadece bir öpücüktü.
- Beni öpmek ister misin?
- Beni öpmek ister misiniz?
Tom Mary'ye göz kırptı ve ona bir öpücük attı.
Bir iyi geceler öpücüğü olmadan tatlı rüyalar görmeyeceğim.
Onlar en uzun öpücük için yeni bir rekor kırdı.
Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.
Mary Tom'u kucakladı ve ona bir öpücük verdi.
Dünyadaki tek gerçek dil öpücüktür.
Tom Mary'yi öpme ayartmasına karşı koyamadı.
Mary bana sıkıca sarıldı ve yanağımdan öptü.
- O onu öptü.
- Onu öptü.
Seninle olamayacağım için, sana bir öpücük gönderiyorum.
Bir öpücük ödünç alabilir miyim? Onu geri vereceğime söz veriyorum.
Tom Mary'ye bir öpücük yolladı, arabasına bindi ve uzaklaştı.
Öpüşme sırasında bulaşan bakteriler, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
Tom Mary'yi yanağından öptü ve sonra onun arabasına bindi.
- Benim yanağımı öptü.
- Beni yanağımdan öptü.
O onun yanağını öptü.
Tom, Maria'yı kollarına aldı ve ona yanağından bir öpücük verdi.
O beni öpmek için eğildi.
Bir delinin seni öpmesine izin ver ama bir öpücüğün seni deli etmesine asla izin verme!
Aşk, her öpücükle, her dokunuşla, her kavga ve her uzlaşmayla büyür.
Tom yeni gelinini eşikten taşıyan bir adamla aynı şekilde Mary'yi kaldırdı ve onu yanağından öptü.
Hafta sonu için tatile çıktım ve sana biraz harçlık bıraktım. Odanı topla! O zaman harçlığını bulursun. Öptüm, annen.
Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü öpücüğe hak ettiği ilgiyi vermiyordur.
Belki ilk aşkın, ilk öpücüğün veya ilk randevun olmayabilirim fakat her şeyde son olmak isterim.
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük veririm.
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük vereceğim.
Belki de, bütün bu kitapları çöpe atsam, küçük burnunu öpsem ve tüm endişelerimi ve zorluklarımı unutsam daha iyi olurdu.
Bana bir dondurma alırsan seni bir öperim.