Examples of using "Kompromiss" in a sentence and their turkish translations:
O bir tavizdi.
Biz uzlaşmak zorundaydık.
Kongre uzlaşmayı kabul etti.
Tom uzlaşmak için isteksiz görünüyor.
Tom'la anlaştım.
Bu hususta uzlaşmaya varmak zorunda kaldım.
Babam sonunda uzlaştı.
Uzlaşma, amortisör kullanımıyla bir çarpışmadır
Bu konuda onunla uzlaştım.
Tom Mary ile bir uzlaşmaya varmanın imkansız olduğunu söyleyebiliyordu.
Uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok.
Onlarla uzlaşmaya çalıştık.