Translation of "Jahrelang" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Jahrelang" in a sentence and their turkish translations:

Ich wohnte jahrelang in Militärunterkünften.

Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.

Jahrelang hatte Marina Häuser besichtigt.

Yıllardır Marina evleri denetliyordu.

Die Nachbarn waren jahrelang verfeindet.

Komşular yıllardır düşmandılar.

Tom litt jahrelang unter Migräne.

- Yıllardır, Tom migren baş ağrısından çekti.
- Tom yıllarca migrenden çekti.

Sie hat dort jahrelang gelebt.

O, yıllarca orada yaşadı.

- Maria und ich blieben jahrelang gute Freunde.
- Maria und ich blieben jahrelang gute Freundinnen.
- Maria und ich blieben jahrelang gut befreundet.

Mary ve ben yıllardır iyi arkadaş olarak kaldık.

Von Politikern jahrelang als Trumpfkarte benutzt

yıllarca siyasiler tarafından koz olarak kullanıldı

Ich habe jahrelang keinen Tennisschläger angefasst.

Yıllarca tenis raketine dokunmadım.

Der König regierte jahrelang das Land.

Kral ülkeyi yıllarca yönetti.

Tom hat jahrelang kein Französisch gesprochen.

Tom yıllarca Fransızca konuşmadı.

Er konnte dieses Land jahrelang nicht betreten

yıllarca girememişti bu ülkeye

Er ist jahrelang auf einem Tanker gefahren.

Senelerce bir tanker gemisinde seyahat etti.

Tom bewahrte jahrelang Stillschweigen über sein Verbrechen.

Tom suçu hakkında yıllarca sessiz kaldı.

Ich habe das schon jahrelang nicht mehr gemacht.

Yıllardır bunu yapmadım.

Der Mond könnte jahrelang, versteckt im Inneren der Synestia,

Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,

- Sie hatte jahrelang Rückenprobleme.
- Sie hatte über Jahre Probleme mit Rückenschmerzen.

Sırt ağrısı ile yıllardır sorun yaşıyor.

Wir mussten das Gebäude verkaufen, weil wir es jahrelang mit Verlust betrieben haben.

Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

- Tom hat seit Jahren nicht Klavier gespielt.
- Tom hat jahrelang nicht Klavier gespielt.

Tom yıllardır piyano çalmıyor.

- Ich habe sie jahrelang nicht gesehen.
- Ich habe sie seit Jahren nicht mehr gesehen.

Ben yıllarca onu görmedim.

Ich habe gehört, dass Tom, ehe man ihn schnappte, jahrelang Drogen nach Amerika geschmuggelt haben soll.

Ben, yakalanmadan önce Tom'un yıllardır Amerika'ya uyuşturucu ticareti yaptığını duydum.