Examples of using "Blieben" in a sentence and their turkish translations:
Herkes kaldı.
Koşmaktan vazgeçtiler.
Herkes sakin kaldı.
taktik içgüdüsü mükemmel kalmaya devam etti.
İki sorun çözümsüz kaldı.
Onlar orada oturmaya devam ettiler.
Çocuklar sessiz kalmayı sürdürdü.
İki koltuk boş kaldı.
Onlar iyi arkadaş kaldı.
Yolcular sakin kaldılar.
Biz üç gece kaldık.
Patatesler sıcak kaldı.
Üç ay boyunca orada kalacağız.
Tom ve Mary geride kaldı.
Onlar genellikle uzun kalmadı.
Evde kaldılar, çünkü yağmur yağıyordu.
Mary ve ben yıllardır iyi arkadaş olarak kaldık.
Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı.
Onlar bütün gece uyumadılar.
Bütün çabalarımız sonuçsuz kaldı.
O ve ben otelde kaldık.
Onlar bir gün daha birlikte kaldılar.
Bir süre öyle kaldılar.
Onlar şafağa kadar yatmadı.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
- Boston'da üç gece kaldık.
- Üç gece boyunca Boston'da kaldık.
Tom ve Mary iyi arkadaşlar olarak kaldılar.
- Bütün gece yatmadık.
- Bütün gece ayaktaydık.
Eylül ayına kadar Roma'da kaldılar.
Onlar arkadaş kaldı.
Çok soğuktu, bu yüzden evde kaldılar.
Bir süre sonra hammaddesiz kalan ülkeler
Mary ve ben yıllarca yakın arkadaşlar olmayı sürdürdük.
Evimizde oturduk ve TV seyrettik.
Bir hafta boyunca otelde kaldılar.
Bacılar varlığını Orhan Bey dönemine kadar devam ettirdiler
Çok soğuk olduğu için evde kaldılar.
Onlar bütün gece boyunca odada benimle kaldılar.
Hava çok soğuktu, bu yüzden evde kaldık.
Hava çok soğuk olduğu için evde kaldık.
Köyde en fazla 20 kişi kaldı.
Tom'un ebeveynleri sadece çocukların hatırı için birlikte kaldı.
Şartlar aynı ama insanlar değişti.
- Biz irtibatta bulunduk.
- İrtibatı koparmadık.
Tom ve Mary konuşarak geç saatlere kadar yatmadı.
Onlar Tennessee'de kaldılar.
Amerikan askerleri 1933 yılına kadar Nikaragua'da kaldı.
Sonra bir hafta kaldığımız Kyoto'ya geldik.
- Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- Galaksinin Yay ve Kahraman kolları binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
Kıyıya gitme yerine gemide kaldık.
Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.
Lannes hiçbir zaman bir iyiliği unutmadı - o ve Victor sağlam arkadaşlar kaldı.
- Fikirlerini değiştirmediler.
- Onlar fikirlerini değiştirmediler.
Canlı kalan tüm aptallar şimdi neye inanacaklar?
Biz amcamızın evinde kaldık.
Burada bir süre kalmamızın bir sakıncası var mı?
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
Nagasaki'yi o kadar çok sevdiler ki, orada bir hafta kaldılar.
Üç ay boyunca orada kalıyoruz.
Hava güzeldi ve bütün gün plajda kaldık.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.
Tom saatine baktı ve öğle yemeği vaktine sadece beş dakikası kaldığını gördü.
Kelimeleri cümlenin başına doğru geri itme sayesinde, sonda sadece onlardan ikisi kaldı: Mary, Tom.
- Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.
Bir adamın 11 tane koyunu varsa ve onların 9'u öldüyse geriye kaç tane koyunu kalmış olur?
Boston'da ne kadar süre kaldın?
Partide ne kadar süre kaldın?